Ankara
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Programı'na katıldı.
Bakan Göktaş, burada yaptığı konuşmada, Emine Erdoğan'ın "Merhametle sarmalanan çocuklar, sorumluluk alan, bağlanmaktan korkmayan mutluluk pınarlarına dönüşürler." sözünü hatırlatarak, geleceğe yönelik her umudun başlangıcının da kaynağının da çocuklar olduğunu belirtti.
Her bir çocuğa dokunulurken aslında geleceğe dokunulduğunu dile getiren Göktaş, çocuklara sağlıklı ve güvenilir bir aile ortamı hazırlamanın görevleri olduğunu söyledi.
Ailenin, çocukların bakım ve gelişiminin doğal ve ideal ortamı olduğunu ifade eden Göktaş, "Çocukların ailelerinin gözetiminde ve sosyal çevrelerinden kopmadan büyümeleri önemli. Biz de çocuklarımıza yönelik politikalarımızda aile bütünlüğü, çocuklarımızın kendi sosyal çevrelerinde büyümelerini destekleyici hizmetleri önceliyoruz." diye konuştu.
Çocukların, aileleri yanında desteklenmesine ilişkin en önemli hizmetlerden birinin bakanlıkça hayata geçirilen Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti olduğunu vurgulayan Göktaş, çocukları, aileleri yanında ekonomik ve psikososyal yönden destekleyerek sosyal çevrelerinde kalmalarını sağladıklarını belirtti.
Bazı durumlarda, her şeye rağmen aile yanında desteğin mümkün olmadığını dile getiren Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuğun öz ailesinin koşulları düzelene kadar başka bir şekilde koruma ve bakımını gerçekleştirmek gerekiyor. Bu durumlarda kurumsal bakım yanında Koruyucu Aile Hizmetimiz devreye giriyor. Koruyucu aile hizmetinin yaygınlaşması 19 Aralık 2012'de başlayan ve Saygıdeğer Hanımefendi'nin özel ihtimam gösterdiği Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Projesi'yle hız kazandı. Gönül elçilerimizin katkılarıyla da bugün itibarıyla 8 bine yakın koruyucu aile yanında 9 binden fazla çocuğumuzun olduğunu bildirmek isterim. Koruyucu ailelerimiz çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu güven, aidiyet, sevgi ve fedakarlığı büyük bir yüce gönüllülükle onlara sunuyorlar.
Koruyucu aile hizmetimize yönelik farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. Bu değerli hizmet modelini geliştirmek ve yaygınlaştırmak çok önemli. Bu anlamda 25 Eylül'de hayata geçirdiğimiz 'Türkiye’de Koruyucu Aile Sisteminin Güçlendirilmesi' adlı projemizin yeni bir bakış açısı sunacağına inanıyoruz. Projeyle koruyucu aile hizmetinin kurumsal kapasitesini artırmayı, yeni modeller geliştirmeyi ve bu hizmeti yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz."
"Milletimizin gönül dünyasına çok uygun bir model olduğunu düşünüyoruz"
Anadolu'da çocukların kimsesiz kalmayacağını, zora düşen ailenin çocuğuna akrabasının, komşusunun, mahallesinin adeta bir ev olduğunu vurgulayan Göktaş, "Zorda kalana el uzatmak bizim geleneklerimizde var. Bu bakışla Koruyucu Aile Hizmeti'mizin, milletimizin gönül dünyasına çok uygun, çok değerli bir model olduğunu düşünüyoruz. Yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası koruyucu aile başvurularında çok büyük bir artışa şahit olduk." dedi.
Koruyucu Aile Hizmet modelinin çok güzel yansımalarını aldıklarını aktaran Göktaş, gençlerin büyüdükçe üniversitede lisans bölümlerine yerleştiklerini, koruyucu ailede yetişen çocukların akademik başarılarına da şahit olduklarını söyledi.
2008'den beri koruyucu aile hizmetinden yararlanan bir gencin bu yıl tıp fakültesinden mezun olduğunu bildiren Göktaş, "Pırıl pırıl bir doktor olacağına canı gönülden inandığımız bu gencimizle şimdiden gurur duyuyor, mutlu oluyoruz." dedi.
Koruyucu ailelerin şefkati ve özverisinin özel gereksinimli ve engelli çocukların iyileşme süreçlerine de katkı sağladığını belirten Göktaş, "İstanbul'da yaşayan bir koruyucu annemiz, yürekten bağlandığı yabancı uyruklu, engelli bir bebeğe sevgiyle sarıldı ve adeta onun umudu oldu. Uzun bir süreç boyunca bu özel çocuğun tedavi yolculuğuna eşlik etti. Sonunda bebeğin ilk adımlarını atabilecek seviyeye gelmesini sağladı. O bebeğin ilk adımları, sevginin nasıl mucizelere kapı araladığını gösteriyor." diye konuştu.
Türkiye'de Koruyucu Aile Sisteminin Güçlendirilmesi projesini çok önemsediklerini vurgulayan Göktaş, projenin önemli bir tarafının da 81 ilin valisinin eşlerinin "gönül elçisi" olarak katkı vermeleri olduğunu belirtti.
Valilerin eşlerinin bulundukları illerde farkındalık yarattığını, birer öncü olarak destek verdiklerini, bu desteğin gün geçtikçe artarak devam edeceğine inandıklarını dile getiren Göktaş, "Tüm illerimizde valilerimizin eşlerinin hayatlarına dokunabileceği, yaşamlarını değiştirebileceği çok sayıda çocuğumuz mevcut. Haftanın bir günü çocuk evlerine yapılan bir saatlik ziyaretin, onlara anlatılan öykünün ne kadar güçlü değişiklikleri ortaya çıkardığına her gün şahit oluyoruz. Gelin çocuklarımızla daha fazla vakit geçirelim, onların başarılı birer yetişkin olduğu günleri hep beraber görelim." şeklinde konuştu.
"Bazı çocuklar anne babalarının kalbinden doğar." sloganının, koruyucu aile modelini çok güzel anlattığını söyleyen Göktaş, projeye destekleri dolayısıyla Emine Erdoğan'a teşekkür etti.
"Kendi çocuğum olsa bu kadar çok severim, evlat çok güzel bir şeymiş"
Koruyucu ailelik yapan İstanbul Koruyucu Aile Derneği Başkanı Neşe Gökalp ise programda oğluyla yaşadığı deneyimleri anlattı.
Oğlu Mehmet'i 9 yaşında evlat edindiğini belirten Gökalp, "Oğlumuz ne yazık ki okuma yazmayı 3. sınıfa kadar öğrenememişti ancak bizimle yaşamaya başladığında 2 ayda okumayı başardı. Tüm okul hayatında evdeki öğretmeni hep ben oldum. Liseden sonra Bilgisayar Programcılığını kazandı, yönetim bilişim sistemlerine devam ederek Lisans eğitimini tamamladı ve çalışma hayatına atıldı. Üniversite sonrası Sinop'ta Devlet Hava Meydanlarına atandı, evini kurduk ve geçtiğimiz yıl da evlendirdik." şeklinde konuştu.
Ankara'da yaşayan ve 2016'dan bu yana koruyucu aile olan Sevinç Bağlıcı ve Recep Bağlıcı, 18 yıllık evliliklerinde çocuk sahibi olamadıklarını, bu nedenle de koruyucu ailelik için başvuru yaptıklarını belirtti.
Kızlarını 3,5 yaşındayken yuvadan aldıklarını, şu anda 10 yaşında olduğunu söyleyen Sevinç Bağlıcı, "Mutluluğumu anlatamam, kendi çocuğum olsa bu kadar çok severim, evlat çok güzel bir şeymiş." diye konuşu.
Koruyucu aile oldukları için büyük mutluluk yaşadıklarını dile getiren Recep Bağlıcı da "Hem kızımıza bir yuva kazandırdık hem de çocuk sahibi olduk. Herkese tavsiye ediyoruz. Kızımıza kardeş olması için ikinci bir çocuğun da koruyucu ailesi olmak için başvurduk. Sürecimiz tamamlanmak üzere." dedi.
Siirt'te yaşayan ve eşiyle 2 yıldır koruyucu ailelik yapan Abdulcebbar Tetik de eşiyle birlikte yuvada yaşayan çocuklar için ellerinden geleni yapmak istediklerini belirtti. Tetik, "Ben 3 çocuk babasıyım, 3 kardeşin daha bakımını üstlendim. Şu anda 6 çocuğum var. Başta endişelerim vardı ama çocuklar anlaştı, birlikte büyüyor. Öz kardeş gibi yaşıyorlar." ifadelerini kullandı.
Programa Türkiye genelindeki koruyucu aileler ve vali eşleri katıldı.