İrgil, birilerinin devamlı surette “Bu gazetecilik değildir” sözlerinden hareketle, Meclis’te bir araştırma komisyonu kurularak şu başlıkların irdelenmesini talep etti:
* Siyasilerin ve iktidarın Türkiye’de görmek istedikleri basın ve gazeteci olgusunun belirlenerek gazetecilerin gazetecilikten ne anladıklarının tespit edilebilmesi,
* Türkiye’deki gazetecilik mesleğinin temel gazetecilik kitaplarında yer alan ifadelere uygun olup olmadığı,
* Bu kitaplardaki ifadelerin siyasilere göre doğruluğunun ortaya konabilmesi,
* Dünyadaki araştırmalara göre Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığına dair tespitlerin doğru mu yanlış mı olduğunun belirlenebilmesi.
CHP’li vekil, temel gazetecilik kitaplarında yer alan gazeteci, gazetecilik ve haberleşme özgürlüğü tanımlarına yer verdiği gerekçesinde ise ayrıca şu ifadelerde bulundu:
“Yıllardır iktidarın Türkiye’deki gazetecilik faaliyeti ve gazeteciler üzerindeki söylemleri ve uygulamaları temel gazetecilik kitaplarında yazanların uygulanmadığına dair akıllarda soru işaretleri yaratmaktadır. Bugün ulusaldan yerele, gazetelerden dergilere, çizgi film kanallarından film kanallarına pek çok basın yayın kuruluşunun kapatılması, kayyum atanması veyahut çalışanlarının gözaltına alınması veyahut tutuklanması da bu soru işaretlerinin oluşmasını güçlendirmektedir.
Bu noktada en önemli sorular şöyle sıralanabilir:
Muhalif gazetecilik adı altında kendisine ‘muhalif gazeteci’ diyenlerin tümü, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütlerine ‘aidiyet’, ‘iltisak’ veya ‘irtibat’ içinde midir?
Yandaş olarak nitelenen, iktidar uygulamalarını asla eleştirmeyen/eleştiremeyen basın-yayın organlarının yaptığı mı gazeteciliktir? Yoksa gazetecilik kisvesi altında başka faaliyetler mi yürütmektedir?
Türkiye’de yapılan gazetecilik ve meslek etiği siyasilerin istediği kulvarda mıdır? Olmalı mıdır? Neden olmalıdır?
İktidar, basın özgürlüğü var, derken, neden muhalif gazeteciler ve dünya basın örgütleri Türkiye’de basın özgürlüğü yok, demektedir?
Siyasiler, gazetecilik faaliyeti ve meslek etiğini gazetecilerden daha mı iyi bilmektedir?”