Çağımızın hastalıkları arasında ön sıralarda yer alan diyabet (şeker hastalığı), tedbir alınmaması durumunda organ kayıplarına yol açabiliyor. Diyabetin göreceli olarak insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan kronik metabolik bir hastalık olduğunu açıklayan VM Medical Park Bursa Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Hakkı Doğan, “Yaşla birlikte özellikle Tip-2 diyabet vakalarının görülme sıklığı gittikçe artıyor. Özellikle 45 yaştan sonrası için bu çok belirgin. Tip-1 diyabet dediğimiz pankreastaki insilün yetmezliğine bağlı diyabet ise daha çok çocuklarda ve gençlerde görülmektedir. Tip-2 diyabetin daha uzun süreli kronik metabolik sonuçları oluyor. Böbrek, kalp, göz, sinirler ve el-ayaklarda geçmeyen yaralara sebep olan, hastanın yaşam kalitesini ileri derecede bozan kronik bir hastalıktan bahsediyoruz. Genellikle ailede diyabet olması, stres olması, iri bebek doğumu olması, hareketsiz yaşam, kalp damar hastalığı, hipertansiyon ve fast food tarzı tüketim alışkanlıkları diyabette risk faktörünü artırır” diye konuştu.
Diyabette öncelikle diyetin, beslenme alışkanlıklarının önemli olduğunu kaydeden Dr. Doğan, şu uyarılarda bulundu:
“Özellikle şeker muhtevâsı düşük gıdaları tavsiye ediyoruz. Dengeli doğal beslenmeyi, Akdeniz tarzı beslenmeyi, sporu, hareketli bir hayatı tavsiye ediyoruz. Stresten de uzak durulmalı. Diyabetin belli başlı belirtilerine çok dikkat etmek gerekiyor. Çok su içme, çok idrara çıkma, ağız kuruluğu, vücutta kaşıntı olması, yaraların olması, zayıflama, vücutta yanma hissi, karıncalanma, iğnelenme ve görmede bulanıklık dikkate alınması gereken belirtilerdir. Kalp krizi, inme, görme bozuklukları, ayaklarda geçmeyen yaralar ve damarlarda tıkanıklıklara bağlı organ-uzuv kayıplarına yol açabilir. Ciddi enfeksiyonlar, geçmek bilmeyen yaralar oluşabilir. Yani hastanın hayat kalitesini ileri derecede bozabilen bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden önceden tedbir alıp gelecekte oluşabilecek komplikasyonlara yönelik erkenden tedaviye başlamak gerekir. Diyet, beslenme alışkanlıkları, hayat tarzı çok önemli unsurlar. Hastanın şekeri aralıklarla kontrol edilmeli. Bunun yanı sıra göz, böbrek, kalp ve nörolojik fonksiyonların da belli periyotlarda kontrol edilmesi lazım.”