Önceki ifadelerinde olduğu gibi yine bilirkişi raporunu eleştiren ve sonuçtan iddianameye gidildiğini savunan Can Gürkan, ocağın da savcılık incelemesinden sonra kendilerine devredilmemesi gerektiğini, yöneticilerine bunu teslim almamalarını söylediğini, ama bunun şirketlerine verildiğini savundu. Olaydan önce 7 bin kişi istihdam yaratmanın mutluluğunu yaşadıklarını da kaydeden Can Gürkan, "Ben finansuzmanıyım. Hiçbir çaba göstermeden paradan para da kazanabilirdim.
Ben işi babamdan devraldığım zaman bana vasiyeti vardı. ’Bu işyerlerini satmayacaksın ve olabildiğince de iş yaratacaksın’ dedi. Ben şimdi bu olayı yaşadık ve halen neden yargılandığımı bilmediğim için kendimi savunamıyorum. Biz maddi ve manevi olarak bu olayın sonuçlarını yaşayacağız ama değil 301 kişinin, 1 kişinin bile ölümünü göre alamam. Bu nasıl bir suçlamadır" dedi. Bilirkişiler içinde de "Eğer bilim adamlarıysa, bilimsel olacaklar, adil olacaklar, vicdanlı olacaklar" diyen Can Gürkan, "Bilirkişiler gelip buraya, bu raporun hesabını verecekler" dedi.
EN AĞIR ŞARTLARDA TAHLİYEMİ İSTİYORUM
Yargıda vicdana aradıklarını da söyleyen Can Gürkan, "Çalıştırdığım insanlara karşı sorumluluğum var. Benim işimin başında olmam lazım. En azından bir telefona ihtiyacım var. Bilgisayar başında olmam lazım" dedi. Can Gürkan daha sonra da tahliyesini istediğini, eğer uygun görülmemesi durumunda denetimli serbestlikten yararlandırılmasını ama onun da uygun görülmemesi durumunda, ev hapsi ya da elektronik kelepçe gibi şartları içinde bulunduran ağır şartlarla tahliye edilmeyi talep etti.
OCAK KAYUIMA DEVREDİLMELİ
Tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru da, olaydan sonra verilen ifadeleri tek tek okuduklarını buna rağmen olayını neden yaşandığını bulamadıklarını söyleyip "Yangın çıktığı söylenen yerde kibrit çöpü kadar kömür yanmadı. Ocağa hemen el konulmalı. Siz keşif yapıncaya kadar kayyum el koysun. Mahkeme keşif yapana kadar da, böyle kalmalı. Çünkü o ocakta halen çalışmalar devam ediyor" dedi.