1 Mayıs’ta ‘Pelikan Dosyası’ ismiyle açılan bir blogda yayınlanan bir yazı ise akı karayı ortaya çıkardı. Kılıçlar çekilmedi ama eller açıldı. Yazıda, ‘Reis’in gözünden ‘Hoca’nın yerden yere vurulması, sürtüşmede noktanın konduğuna yorulmuştu.
‘Selam olsun’ başlıklı yazı “Hocanın ekibi yeterince konuştu. Hocalarıyla beraber yeterince ortalığı karıştırdı. Biraz da biz konuşalım mı? Biraz da, REİS için canını feda edecekler konuşsun mu? Çok az kişi aslında neler olduğunu biliyor” diye başlıyordu.
Erdoğan-Davutoğlu sürtüşmesi 27 maddede sıralanmış ve şöyle bitirilmişti: “Hoca ile REİS arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir. Çünkü hoca kendi ihtiraslarının peşinden koşabilmek için, REİS karşıtı, ve dolayısıyla REİS’i destekleyen halkın karşıtı kim varsa, onunla işbirliği kurma yoluna gitmiştir. Küresel güçlerin ülkemizdeki satrancında vezir görüntüsüne sahip basit bir piyon olmayı kabul etmiştir. Kavga budur. Kaybedeni de bellidir!”
MUHTARLARA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün muhtarlara seslenirken şöyle konuştu: “Makamlar, insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar, belediye başkanı da olsanız milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır. Kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler Türkiye’nin birikimini artırmak şöyle dursun mevcudu da heba etmişlerdir.”
Başbakan Davutoğlu da dünkü grup toplantısında şöyle konuşmuştu: “Eski Türkiye özlemi çeken sanal şarlatan ve müfterilerin ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz. Her türlü fitne ve fesattan bizleri rabbimiz korusun. Birileri kumpaslarla uğraşırken biz milletimize hizmetin peşindeyiz. Birileri bizi sığ gündemlere hapsetmeye çalışıyor olabilir. Bu dava için gerekirse makam, mevki ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem. Allah hiçbirimizi kendi hevesine zebun edenlerden etmesin, sırat-i müstakimden ayırmasın.”