Tarih boyunca insanların en temel ihtiyaçlarını gidermek için var olan ve yıllarca en çok tercih edilen zanaatlardan biri olan marangozluk mesleğine ilgi her geçen gün azalıyor.
Yıllar önce ailelerin çocuklarını “Eti Senin, Kemiği Benim” diyerek ustaların elinde yetiştirdikleri marangozluk mesleği şimdilerde gereken ilgiyi göremiyor. Aileler çocuklarının memur, doktor, hâkim, öğretmen gibi alanlarda yetişmeleri için en iyi eğitimi almalarını sağlarken, yaz tatili olmasına rağmen marangozluk gibi zanaat dalları ilgisizlikten yakınıyor. Çırak bulmakta zorluk çeken marangoz ustaları, böyle giderse marangozluk mesleğinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Van’ın Erciş ilçesinde çırak bulamamaktan yakınan marangoz ustası Mesut Bülbül, “1992’den itibaren meslek lisesi ile birlikte marangozluk sektörüne girdim. Daha sonra kendi iş yerimi açtım. Bizim dönemimizde mobilya sektöründe her dükkânda 2-3 çırak ve kalfa bulunurken, günümüzde bu olay tamamen bitmiş. Şu an benim bile bir tane elemanım var. Aileler çocuklarını mesleğe, sanata yönlendirmedikleri için sektörde kalifiye eleman yetişmiyor. Bu da çok büyük bir açığa sebebiyet veriyor. Şu atasözünü hatırlatmak lazım, ‘sanat altın bileziktir.’ Bugün insanların hepsinin kolay para kazanma ya da masa başı iş yapacak diye bir kural yoktur. Bugün bu memleketin terziye, aşçıya, berbere, tamirciye, sıvacıya, kalıpçıya, demirciye, marangoza ihtiyacı var. Sektörde kalifiyeli elemanın yetişmesi için de yanınıza gelecek olan çırağın küçük yaşta gelmesi lazım. Bugün 17-18 yaşına, 20 yaşına girmiş bir insana çok fazla bir bilgi veremezsin. Yani ona katacağım bir değer yok. Ama çocuk ilkokula gittiği dönemde eğer ki ortaokula gittiği dönemde tatillerde iş yerlerine gelip ufak ufak işe alıştıkları zaman, bu çocuk ilerisi için gerçekten çekirdekten yetişme bir sanatkâr olabilir” dedi.