Güvenlik güçlerinin aldığı önlemler nedeniyle eylem yapmakta zorlanan PKK, hedef olarak Tunceli’de Ovacık halkını seçti. Şehir merkezlerinde uğradığı hayal kırıklığı ile büyük darbe yiyen ve varlığını hissettirmek için son çırpınışlarını yapan PKK, eylem yapabilmek için asker-sivil ayrımı yapmadan her yerde bomba patlatmaya başladı. Ancak panik havasında yapılan bu eylemler, sivil vatandaşlara da zarar vermesi nedeniyle örgüt içinde tartışmalara ve eleştirilere de neden oluyor.
13 Haziran 2016 tarihinde Ovacık Adliyesi’ne yapılan bombalı araç saldırısından sonra yapılan telsiz konuşmalarında eylemde dört özel harekât polisinin şehit edildiğinin rapor edildiği ancak teröristlerin sözde yönetici kademesinin olayı gizlemeye çalıştıkları tespit edildi. Ovacık Adliyesi önündeki patlamada iki polis ve on sivil vatandaş yaralanmıştı. Ayrıca bölge halkı arasında Yaşar Dede olarak bilinen Alevi dedesinin de evi patlamada büyük zarar görmüştü. Kendisinin ve yakınlarının da yaralandığı saldırı nedeniyle terör örgütüne Tunceli halkından ve sosyal medyadan büyük tepki yağdı.
Sözde Dersim eyaleti özel güç sorumlusu “Mardin” kod adlı terörist, sözde Dersim eyaleti Ovacık özel güç sorumlusu “Mahsum” kod adlı terörist ile sözde Dersim eyaleti batı karargâh kadın sorumlusu “Sülbüs” kod adlı teröristin olayı örtbas etmeye çalıştıkları 14 Haziran 2016 tarihindeki telsiz konuşmaları şöyle:
“MAHSUM : Bu arkadaşların yaptığı eylem var ya..
MARDİN : Evet, tamam.
MAHSUM : Yani bak tekmil öyle verildiği gibi değil, aslını ben vereyim.
MARDİN : Tamam ver, nedir aslı?
MAHSUM : Ağırlıklı olarak siviller yaralanmış, iki polis ve savcının eşi dışında dokuz sivildir. Siviller önemli insanlardır, hele bu dönemde çok çok önemlidirler bizim için. Yüksekova, Nusaybin’de yaşananlar daha yeni. Siviller yoksa biz de yokuz arkadaş.
MARDİN : Tamam doğru dersin. Konu nedir?
MAHSUM : Yaşar Dede diye biridir. Çok sevilen biridir orada. Yani öyle söylendiği gibi değil. Size yanlış bilgi geçiyorlar. Bölge halkı barut gibi. Yapmayalım böyle, kaybediyoruz.
MARDİN : Sonra tartışalım bunu, burada gerek yok. Hassas konu, hassas konu, sonra tamam.
MAHSUM : Yani bizim görüşümüz yansıtılmasa bizce sanki daha iyidir.
SÜLBÜS : Mahsum.
MAHSUM : Dinliyorum.
SÜLBÜS : Yaniye telsiz üzerinden öyle konuşuyorsun. Bunları sonra tartışırız. Açık veriyoruz her yerde.
MAHSUM : Tamam da bir araya gelebiliyor muyuz ki. Düşman her yerde, her delikte. Nefes almak bile zorlaşacak..
MARDİN : Tamam arkadaş uzatma, telsiz üzerinde gerek yok tamam mı.”
(İHA)