İzmir
İzmir'de 5 yıl önce Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi konulan Öykü Arin için ülke geneline ve yurt dışına yayılan "Öykü Arin'e Umut Ol" adı verilen bir kampanya başlatıldı. Tedavi için 2019 yılında Antalya'ya giden Öykü Arin'e özel bir hastanede annesi Eylem Şen Yazıcı'dan yarı uyumlu kemik ilik nakledildi. İliğin uyum sağlamaması üzerine Öykü'ye 2 ay sonra babası Çağdaş Yazıcı'dan yarı uyumlu kök hücre nakli yapıldı.
Tetkiklerde babasından nakledilen iliğin yüzde 98,5 tuttuğunun belirlenmesinin ardından bir süre daha Antalya'da kontrol altında tutulan Öykü Arin, İzmir'e döndü.
Taburcu edilmesinin ardından uzun süre evde kalarak herhangi bir enfeksiyon kapmamaya özen gösteren Öykü Arin, tedbirler kapsamında okuluna devam ediyor.
Kötü günleri geride bırakan Yazıcı ailesi, Öykü Arin'in mücadelesini ve kök hücre bağışının önemini anlatmak üzere kitap hazırladı.
Anne Eylem Şen Yazıcı'nın hazırladığı ve mücadeleye katkı sağlayan çok sayıda kişinin katkı koyduğu kitapta Öykü Arin'in doktorları, öğretmenleri, arkadaşları ve akrabalarının yazılarının yanı sıra yurt içi ve yurt dışı kampanyalarının örgütlenme detaylarına da yer veriliyor.
Yazıcı, AA muhabirine, yaşadıkları süreçte kampanyaya katılan, yardımlarına koşan herkesle umudun öyküsünü yaratan kocaman bir aile haline geldiklerini söyledi.
Kitap için arkadaş ve yakınlarıyla çevrimiçi söyleşiler yaparak 3 sene çalıştıklarını ifade eden Yazıcı, kitabın kendi yazdığı "Umudun öyküsü" yazısıyla başladığını, bütün sürecin başından sonuna kadar anlatıldığını belirtti.
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kurum temsilcisinin yazılarını kitapta topladıklarını söyleyen Yazıcı, Öykü'nün hastanede ve evde yaptığı resimlerin yer aldığı kitabın Öykü'nün terapisti tarafından da incelendiğini dile getirdi.
"Toplumsal hafızaya kaydedilmesini istiyoruz"
Mücadelelerinin çok önemli olduğunu söyleyen Yazıcı, kitap ile ulaşmak istedikleri hedeflerini şu şekilde anlattı:
"Türkiye'nin hangi kesiminden olursa olsun kampanyayı birlikte yürüttük. Türkiye'nin bütün camilerinden fetva verildi, 'kök hücre bağışı yapın' diye. Cemevlerinde ve birçok sendikada kampanya yapıldı. Avrupa'da devam etti. Bunların toplumsal hafızaya kaydedilmesini istiyoruz bu belgesel kitapla, kimse unutmasın. Bizim gibi çocuklara ve sağlık problemleriyle baş etmeye çalışan insanlara umut versin istiyoruz. Nasıl mücadele ettik, neler yaptık, deneyimlerimizi başkalarına taşıyalım istedik. Sanatla, sevgiyle, umutla, şarkıyla, resimle, dostlarla nasıl bir çocuk ve bütün çocuklar için mücadele ettiğimizi anlattık.
'Öykü Arin'e Umut Ol' kampanyası başladığında Türkiye'deki donör sayısı çok azdı ve bir ayda 100 bin insana ulaştık. Yüzlerce eşleşme haberi aldık. İlik nakli konusunda toplumdaki bilinç çok iyi değildi. Bu kampanya toplumsal bilinç yarattı. Hala insanlar mesaj atıyor, 'Öykü Arin için donör olmuştum, başka biri ile eşleştim, onun için nakil süreci başladı' diyor ve çok mutlu oluyoruz. Bu tür sağlık problemleri ile mücadele eden çocuklar, yetişkinler kolaylıkla tedavi olabilirler eğer doğru donörle karşılaşabilirlerse. Bu kitap bize şunu yeniden hatırlatma imkanı verdi; 'Donör olun, umut olun, kiminle eşleşirseniz eşleşin vazgeçmeyin'. Bir insanın hayatını kurtarabilirsiniz, bundan daha güzel bir şey var mı?"