?>

Prof. Dr. Neyal: “Her yaşta ortaya çıkabilen migren toplumda çok sık görülmektedir”

Sanko üniversitesi tip fakültesi öğr. üyesi prof. Dr. Neyal: €?her yaşta ortaya çikabilen migren toplumda çok sık görülmektedir”

Sağlık - 3 ay önce

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münife Neyal, her yaşta ortaya çıkabilen migrenin toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi.

Prof. Dr. Neyal, migrenin, ataklar şeklinde gelen, kendine özgü belirtileri bulunan baş ağrısı dönemleri ile karakterize bir durum olduğuna dikkat çekti. Migrenin kişisel yatkınlık zemininde ortaya çıktığına ve başka bir hastalığa bağlı olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Neyal, “Çoğu hastada ağrı başka bir uyarı olmaksızın başlar, ancak bazı hastalarda ağrı başlamadan önce ortaya çıkar. Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” dedi.

Migren tanısının hastadan alınan tıbbi öykü ve muayene ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Neyal, “Ağrının ne kadar zamandır olduğu, ataklarla gelip gelmediği, sıklığı, bir atağın süresi, ağrının karakteri, başladığı bölge, başlama, ilerleme ve sonlanma özellikleri, ağrıyla birlikte bulunan durumlar, ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörler gibi birçok özellik ağrının migren özelliklerine sahip olup olmadığını gösterir” değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Neyal, kan tahlilleri, beyin MR’ı gibi tetkiklerin tanı amacıyla değil, migreni taklit edebilecek ve bazıları hayati öneme sahip hastalıklara ilişkin şüphelerin dışlanması amacıyla değerlendirildiğini kaydetti. Migren ataklarında ağrı başlarken hafif veya orta şiddette olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Neyal, şöyle devam etti: “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir. Eğilmek, kalkmak, öksürmek, başı sallamak gibi herhangi bir fiziksel aktivite yapılması baş ağrısını çok şiddetlendirebilir. Kişiler bunu bazen ‘öne eğildiğimde beynim dışarı akacak gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler. Ağrı aynı kişinin farklı ataklarında bazen sağ, bazen soldan olmak üzere tek taraflı başlayabilir.” Ataklarda ışık ve sesten aşırı rahatsız olma, bulantı veya kusma da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Neyal, şu bilgileri paylaştı: “Kokulara karşı şiddetli duyarlılık olabilir. Huzursuzluk, iştahsızlık, isteksizlik, hareketlerin beceriksizleşmesi, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, dikkat dağınıklığı, konuşurken doğru kelimeleri bulmada zorluk gibi farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin her hastada hatta aynı kişinin bütün ataklarında ortaya çıkması gerekmez. İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak genellikle 24 saati aşmaz.” "Atağın ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlar vardır"

Migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlara değinen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Açlık, uyku düzen değişiklikleri (Alışılandan az ya da çok uyumak), parlak ışıklar, ağır kokular gibi şiddetli duyusal uyaranlara maruz kalmak, sigara içmek veya içilen ortamlarda bulunmak, raf ömrünü uzatan bazı maddeleri barındıran yiyecek ve içecekler, alkol (Özellikle fermente içkiler), işlenmiş veya konserve yapılmış etler vb. yiyecekler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçların kullanılması atağın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Kişilerin ataklarını kolaylaştıran durumları fark ederek, uzak durmaları atak sayısını azaltacaktır. Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir. Bu durumda ayırıcı tanı açısından hastaların tekrar değerlendirilmesi gerekir. Eğer baş ağrısına neden olabilecek başka bir hastalık gelişmişse bunun tedavisine öncelik verilir.” Tedavinin amacı

“Tedavide amaç baş ağrısının ömür boyu olmamasını sağlamak değildir. Böyle bir tedavi biçimi bugüne kadar keşfedilmedi” diyen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle tamamladı: “Tedavini amacı atakların şiddet ve sıklığını azaltarak yaşam kalitesini ve özel yaşam, iş ve okulda günlük işlevselliği artırmaktır. Tedavi yanıtında kişisel faktörler önemlidir. Aynı ilaçtan bazı hastalar daha düşük dozda fayda görürken, bazıları daha yüksek dozda fayda görür. Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi, bireysel doz ayarlamaları tedavi başarısında önemlidir.”

Haftanın Öne Çıkanları

Bursa cemiyet hayatını buluşturan düğün

2024-07-12 11:27 - Bursa

Ömer Kızıl: Bursa 35 ülkeden 2 bin 660 sporcuya ev sahipliği yapacak

2024-07-12 15:21 - Bursa

Bursa'da yaşanan rezillik!

2024-07-13 09:22 - Bursa

Çiftalan Plajı’na vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor

2024-07-16 12:01 - Gündem

Bursaspor'da transfer !

2024-07-10 23:32 - Bursa

Bursaspor Kulübü’nden benzinlik arazisi ile ilgili açıklama yapıldı

2024-07-10 17:48 - Bursaspor

Bursaspor'un kampı Bolu'ya alındı

2024-07-13 17:06 - Bursaspor

İlhan Depe de Bursaspor'a dönebilir

2024-07-15 14:41 - Bursa

Bülent Uygun: Menajerler futbolcuları ayartıyor

2024-07-12 10:51 - Spor

Köfteci Yusuf'ta müşteriye dayak!

2024-07-14 10:41 - Bursa

İlgili Haberler

Üçüncü nesil DNA dizi analizleri artık KKTC’de yapılacak

15:09 - Sağlık

Türkiye’de ilk kez uygulanan cihaz İzmir Şehir Hastanesinde

15:12 - Sağlık

Kadınlara kanser taraması desteği

14:53 - Sağlık

Malatya’da Meme Kanseri farkındalık etkinliği düzenlendi

14:55 - Sağlık

Samsun’da 9 ayda 19 milyon muayene hizmeti: Nüfusu 14’e katladı

14:32 - Sağlık

Günün Manşetleri

Özgür Özel'den FETÖ açıklaması

15:07 - Gündem

Bursa Büyükşehir Belediyesi son yılların en kapsamlı Cumhuriyet Bayramı etkinliklerine imza atacak

14:35 - Bursa

3 bebeklerini kaybeden aile, yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı

14:14 - Gündem

Oğluyla birlikte 5 gündür kayıptı...

14:11 - Gündem

FETÖ’ye yönelik 178 bin 406 operasyon gerçekleştirildi

14:03 - Gündem