İngiliz Psikoloji Derneği"nden Dr. Simon Moore’un Independent gazetesinde yer alan makalesine göre, insanlar görsel yaratıklar. Ve beyinlerimiz görsel bilgiye meyilli.
Görsel verilerle ilgili bu hassasiyetin evrimsel bir temeli var. Gözler, ortamın güvenli (bu durumda pozitif duyguları harekete geçiriyor) ya da riskli (öfke ve korku temelli duyguları harekete geçiriyor) olup olmadığını söylüyor.
Beynimizin ve duygularımızın önemli bir bölümü, gördüğümüz şeyin değerlendirilmesiyle ilgili. Araştırma sonuçları, küçük streslerin (anahtarı bulamama, otobüsü kaçırma gibi) insanların üzerinde büyük olumsuz etki yarattığını gösteriyor. Küçük mutluluk anları ise stresi yok ediyor.
Sosyal medyada bu tür fotoğraflar paylaşmak sosyal konumumuzu güçlendiriyor. Başkalarını gülümseten ya da güldüren fotoğraflar paylaşmak, paylaşan kişinin imajını pekiştiriyor.
Evde, gerçek fotoğrafların (özellikle sevdiğiniz kişilerin) olması sürekli, pozitif psikolojik takviye yapıyor.
Çünkü bu fotoğraflar bize neyin önemli olduğunu, ne için çalıştığımızı, birlikte neleri başardığımızı hatırlatıyor. Bu fotoğraflar sosyal medyadakilerden farklı. Daha kişisel ve uzun vadede daha değerli hale geliyor.
“En mutlu fotoğraf” adlı verilen bir araştırmanın sonuçları fotoğraf paylaşmakla ilgili bu psikolojik nedenleri destekliyor.
Ankete katılan kişiler, özellikle de şaşırtıcı bir şeyler yapıyorlarsa sevimli hayvan fotoğraflarına gülümsediklerini söylediler.
Komik hayvanların fotoğraflarını paylaşmak, psikolojik açıdan aile ya tatil fotoğraflarını paylaşmaktan güvenli.Fotoğraf karelerine bir anda sürpriz sevimli hayvanların girmesi, “algısal yönelme tepkisi”ne yol açıyor. Görmemiz gereken şeyle (bir tatil fotoğrafı), sevimli bir sincabın aniden kareye girdiği viral fotoğraf örneğinde olduğu gibi sürpriz bir şekilde tanık olduğumuz şey arasında uyumsuzluk olması bizi anlam sorgulamaya sevk ediyor.
Sincap örneğinde hoş bir sürpriz söz konusu. Sıradan bir tatil fotoğrafı beklerken karşımıza komik bir şeyin çıkması olumlu tepki yaratıyor. (Bu örnekte gülümseme, hatta kahkaha var.)
Uzmanlar bu nedenle fotoğrafın gücünün hafife alınmamasını, küçük hatta aptalca gelebilecek şeylerin bile psikolojik faydaları olabileceğini söylüyor.