Ünlü tasarımcı Şafak Çak MÜSİAD’ta tecrübelerini paylaştı

Açılış konuşmasını yapan Genç MÜSİAD Gaziantep Başkanı Burak Babüroğlu, "Bugün Genç MÜSİAD ailesi olarak düzenlemiş olduğumuz ‘İşinizi Şansa Bırakmayın’ konulu tecrübe paylaşım programında siz kıymetli misafirlerimizle bir arada olmaktan memnuiyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Kişisel ve Kurumsal gelişim programlarımızdan, sektör kurulları toplantılarımıza, sosyal aktivitelerimizden, eğitim programlarımıza; Sosyal sorumluluk projelerimizden, tecrübe paylaşım programlarımıza kadar birçok organizasyonlarımızı gerçekleştirirken istişare kültürünü elden bırakmıyoruz. Üyelerimizin istek ve talepleri doğrultusunda programlarımızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Bugün de olduğu gibi iş hayatında başarıya ulaşmış, sektörün önde gelen isimlerini davet edip, tecrübelerinden yararlanmak için üyelerimizle buluşturmaya devam ediyoruz” dedi. Mimari tasarımın bir şehrin kimliği olduğunu belirten MÜSİAD Gaziantep Başkanı Mehmet Çelenk, “Mekan tasarımcısı Şafak Çak beyefendinin sunumları ile düzenlediğimiz ‘İşini Şansa Bırakmayın’ konulu konferansımızda sizleri saygı ile selamlıyorum. İpek yolunun önemli bir geçiş noktasında bulunan şehrimiz Gaziantep pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış tarihi ve kültürel bir zenginliğe sahiptir. Aynı zamanda sanayinin başkentleri arasında da yer almaktadır. Elbette ki tarih kokan mimari eserlerimizle şehrimizi önemli bir parça olarak değerlendirmek gerekir. Bugün mimari bir tasarım bir şehrin en güzel reklamı olarak karşımıza çıkabiliyor. Örneğin, tarihi Antep Evleri, Gümrük Hanı, Bayazhan, camilerimiz, hamamlarımız, kalelerimiz gibi özgün mimari yapılar şehrimizin medeniyetini kültür ve sanatını en güzel şekilde yansıtmaktadır. Bu konuya mimari eserler bir şehrin kimliğidir şeklinde de bakabilir. Bu minvalde tasarımcı Şafak Çak yıllardan beri dünyaya projeler üreterek hem ülkemizin tanıtımını ve reklamını yapmakta hem de hizmet ihracatı gerçekleştirmektedir” ifadelerini kullandı. Ünlü tasarımcı Şafak Çak hayat hikayesini ve mimari tasarım ile ilgili serüvenini anlatarak, “ Ben 3 yaşında kendimi iyi lego yaparken hatırlıyorum. Yani farklı farklı malzemeleri iyi bir şekilde bir araya getirebilen bir çocuktum. Babam yıllarca mobilyacılık yaptı kapalı çarşıda. Kapalı çarşı eskiden altın satılan bir yer değil mobilyacıların olduğu bir yerdi. Böyle bir aile de büyüdüm. Boş boş aylak aylak gezdim. Param da yok babam o zamanlar parada vermiyor. Kız arkadaşım vardı. Kız arkadaşım dedi ki ‘çalışman lazım. Bursa’dan kumaş al bu kumaşları da 25 metrakare de sat’ dedi. Hayatımda hiçbir şey alıp satmadım. Tamam, sende destek ol dedim. 25 metrekarelik bir dükkanda küçük bir vitrini vardı oraya berjerleri alüminyum folyolarla sardım kendi çapımda tasarımcıyım olduğum için. Abuk subuk şeyleri bir araya getirdim ve vitrin yaptım, açtım” diye konuştu.