?>

Velayet davalarında flaş gelişme!

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği emsal kararla velayet davalarını yeni bir boyuta taşıdı. Kurul, idrak gücüne sahibi 8 ve üstü çocukların kendisini ifade edebileceğini, velayet davasında çocuğa fikri sorulması gerektiğine hükmetti. Kararla birlikte; mahkemeler velayet davalarında karar vermeden önce çocuğa "Anneni mi, babanı mı istiyorsun" sorusunu yöneltecek.

Gündem - 6 yıl önce

İstanbul'da, şiddetli geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için mahkemeye başvurdu. Tarafları boşayan Aile Mahkemesi, çiftin 8 yaşındaki Efe'nin velayetini babasına verdi. 6. Aile Mahkemesi'ne velayet davası açan anne boşanma davası sırasında davalı babanın, annenin çocuğu dövdüğü yönünde gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı iftiraları nedeniyle müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiğini öne sürdü.

"Baba sorumsuz"

Davacı anne, babasından çekinen ve korkan çocuğun 'annem beni dövdü' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu hususun aksinin okulda tutulan 'tutanaktır' adlı belge ile ispatlandığını dile getirdi. Babanın çocukla ilgilenmediğini, çocuğun okul dışındaki zamanını internet kafede geçirdiğini anlatan anne, çocuğun tüm sorunları ile ilgilendiğini, çocuğun da kendisinin yanında kalmak istediğini ileri sürerek, babada olan velayetin kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı baba ise davacının çocuğu olumsuz etkileyecek bir yaşam tarzı olduğunu, başka erkeklerle görüştüğünü, çocuğa şiddet uyguladığını iddia etti. Davacının sabit bir ikametahının olmadığını, çocuğa sigara içirerek bu şekilde fotoğrafını çektiğini, oje, far gibi şeyler sürdüğünü, boşanma davasında alınan raporlarda da velayetin babaya verilmesi yönünde görüş bildirildiğini anlattı. Ayrıca, çocuğun eğitimiyle yeterli derecede ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savundu. Mahkeme, davalının velayet görevini yerine getirmediği veya kötüye kullandığı hususlarının kanıtlanamadığı gibi velayetin değiştirilmesini haklı kılacak nedenler de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar temyiz edildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Kararda, "Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, müşterek çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir" denildi.

Yeniden yapılan yargılamada 6. Aile Mahkemesi ilk kararında direndi. Bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Efe'nin davanın tüm aşamalarında idrak çağında olduğunu hatırlatan Genel Kurul, emsal bir karara imza attı. Mahkemenin velayet davalarında çocukla istişare etmesi gerektiğinin vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi: " İdrak çağında olan müşterek çocuğun uzmanlar tarafından alınan beyanında hem annesi hem de babası ile olmak istediğini ifade ettiği, herhangi bir tercihte bulunmadığı belirtilmiştir. Küçüğün kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek, bunları ifade edebilecek olgunlukta olduğu, bu nedenle çocuğun beyanlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Kaldı ki, dava tarihinden itibaren küçüğün yaşadığı veya yaşamak istediği ortamı değerlendirmesine imkan verecek, dolayısıyla velayeti konusunda görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçtiği de görülmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğa, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda danışılarak, görüşünü gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edeceği bu görüşün, çocuğun kendi çıkarına ters düşmediği takdirde, buna önem verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. O halde, aynı hususlara işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır."

İHA

Haftanın Öne Çıkanları

Kovalamaca sırasında kaza yapan yunus polisi şehit oldu

2018-10-03 19:56 - Asayiş

İstanbul’da mest eden gün batımı

2018-10-04 15:22 - Yaşam

Molla Zeyrek Camii’nin restorasyonu bitti

2018-10-08 13:13 - Gündem

Konyaspor 2-2 BJK

2018-10-08 12:27 - Spor

70’lik dededen insanlık dersi

2018-10-06 13:24 - Gündem

Sözleşmelerde TL’ye geçişin ayrıntıları netlik kazandı

2018-10-06 12:18 - Gündem

İstanbul polisinden drone destekli trafik uygulaması

2018-10-07 13:27 - Asayiş

2018 Nobel Barış Ödülü’nün sahipleri belli oldu

2018-10-05 16:24 - Dünya

Aktaş, Oto Koop esnafıyla buluştu

2018-10-06 14:37 - Bursa

Trabzon-Bayburt karayolunda heyelan

2018-10-05 00:51 - Konuk Yazar

İlgili Haberler

Bağcılar’da 15 Temmuz şehitleri anıldı

23:16 - Gündem

FETÖ elebaşı Gülen’in ölümü nedeniyle sokaklarda tatlı dağıttı

22:43 - Gündem

Erzincan Ticaret ve Sanayi Odasının yeni hizmet binasının açılışı gerçekleşti

20:54 - Gündem

FETÖ elebaşının ölümüne sevinen esnaf çayları ücretsiz dağıttı

20:07 - Gündem

Sarıkamış’ta güzellik merkezi açıldı

19:38 - Gündem

Günün Manşetleri

Eski Karacabey Belediye Başkanı Özkan’ın mutlu günü

19:27 - Bursa

RTÜK'ten FETÖ elebaşı Gülen ile ilgili açıklama

17:15 - Gündem

"Bursa, Türkiye’nin üretim üssüdür"

17:09 - Bursa

Bursa Yenişehir Belediyesi'nden geçici işçilere müjde!

16:43 - Bursa

AK Parti'den Gülen açıklaması: Vatansız olarak dünyayı terk etti

16:38 - Gündem