“Bagajlarında ne varsa ortaya dökmelerinde fayda var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Ankara Melike Hatun Camii’nde kıldı. Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, İdlib’teki gelişmelerin istedikleri noktada olmadığına dikkat çekerek, “İdlib’te şu anda 600 bin civarında insan öldürüldü. Bunun dışında bir, iki katı şu anda göç var. Bunlar kuzeyi zorluyorlar, bize doğru geliyorlar. Bu konuda bizim tedbirli olmamız lazım. Bütün tedbirlerimizi almış durumdayız. 12 gözlem kulemiz her an şu anda teyakkuz halinde. 9, 10 no’lu gözlem kulelerimize bazı tacizler olmuştu. Fakat Putin ile yaptığımız görüşmelerden sonra bu konuda da gerekli uyarılar yapıldı. Trump ile yaptığımız görüşmelerde ağırlıklı Münbiç konusunu ele aldık ve bu 20 mil oluştu. Daha sonra Amerikalı heyet bizim heyetimizle yaptıkları görüşmelerde bunu biraz daha daraltma gibi durumları oldu. Arkadaşlarımız bu konuda geçici de olsa bir mutabakatı sağlamış durumdalar. Önümüzde BM Genel Kurulu var. Burada da Trump ile bir araya geleceğiz. Orada da bu konuları ele alacağız. Onların heyetleriyle bizim heyetlerimiz arasındaki görüşmeler de yine devam ediyor. Temennim odur ki bu süreci Cenevre’den önce çok daha olumlu bir şekilde tamamlayalım” açıklamasını yaptı. Rusya ziyaretindeki temaslarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, “Fuarda da gördüklerinizden sonra ilgili bakanlıklarımız, onlar muhataplarıyla görüşmelerini devam ettiriyorlar. Bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunlarla birlikte bu sektörde de birçok karşılıklı alışverişlerin olabileceğine inanıyorum. SİHA, ayrıca İHA’lar bu konuda ayrıca müşterek adımları atma durumumuz da var. Şu anda 25 milyar dolar gibi ihracat hacmine ulaşmış olan Türkiye-Rusya, 75 milyarı, ardından da 100 milyar doları hedeflemiş vaziyetteyiz. Bu konuda şu anda yoğun bir çalışma var” dedi. Su-57’lerin F-35’e alternatif olup olmayacağı sorusu üzerine Erdoğan, “Bunların birbirlerine göre çok farklı özelikleri var. Burada özellikle F-35’ler konusunda şu andaki tutumunu devam ettirirse başımızın çaresine bakacağız. Su-35 mi F-35 mi veya Su-57 mi vesaire gibi artık bunun masaya yatırılmasından öte biz savunma sanayimiz veya savunmaya yönelik ne gibi tedbirler alırız bu tabii bizim şu andaki tedbir paketlerimiz içerisinde yer alan konuştuğumuz konulardır ve vakti geldiğinde şartlar masaya yatırılarak özellikle de ortak üretim, kredi planlamalarına bakarak adımlarımızı atacağız. Pazar olmaktan çıkıp pazar aramaya giden bir ülke olmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Beşir Atalay ve Sadullah Ergin’in istifaları ile yeni parti hazırlıklarını sürdüren Ahmet Davutoğlu’nun “Terörle mücadele defteri açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz” sözlerinin sorulması üzerine Erdoğan, “Bunları geçmişte yaşadık. Bizim partimizden grup kuracak şekilde ayrılıp sonra esamesi okunmayanlar çıktı. Ayrılıp şu anda CHP’nin içinde sığıntı durumuna düşenler oldu. Bunlar derdimiz değil. AK Parti olarak adeta bir tarih yazar konumdayız. AK Parti ulusal olmaktan uluslararası boyuta çıkmış bir partidir. Bu arkadaşlar söyleyecekleri ne varsa bunları söylesinler. Böyle lafla herhangi bir tehdit olmaz. Bu söyleyebilecekleri bagajlarında ne varsa ortaya dökmelerinde fayda var. Döksünler ki belki biraz daha fayda elde edebilirler. Bizim böyle bir endişemiz yok. AK Parti Türkiye’de çalışmalarını en güçlü şekilde, güzel şekilde yatırımlarından insana, yatırıma varıncaya kadar sürdürüyor. Bir şey var, AK Parti olarak başında şahsımın ve arkadaşlarımın olduğu bu dava ülkemin dört bir yanında neler yapmış bir bakın. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Bu eserlerle beraber yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceğiz. Laf değil iş üretiyoruz, iş üretmeye devam edeceğiz” dedi. Erdoğan, Emine Bulut’un eski eşi tarafından öldürülmesinin ardından tekrar gündeme gelen kadın cinayetlerine ilişkin ise şunları söyledi: “Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli çalışmaları yaptı, parti içi çalışmalarımız da devam ediyor. Çok kesin ve net bir şey söyledim. Eğer parlamentomuz bu konuyla ilgili eğer kalkar da idam konusunda kararını verirse bunun geleceği yer Cumhurbaşkanlığı, ben bunu onaylarım, hiç düşünmem. Bu konuda da vicdanım rahattır. Yavrusunun gözleri önünde öldürülen bir anneyi ağırlaştırılmış müebbetle onun hakkı ödenmez.” (İlker Turak - Ömer Çetin/İHA)