Mirası reddederken gerekçe gösterilmesine de gerek yok. Biliyoruz ki duygusal nedenlerle de reddedilebiliyor. Önemli bir mal mülk para var, mirası almıyorum arkadaş denilebiliyor zorlama yok. Miras, reddetmeyen diğer mirasçılara geçiyor.Ancak misalen mirasçı eğer 3.kişilere borçlu ise bu red nedeniyle mirasçıdan alacaklı olan 3.kişiler reddin, mirasçının borcunu ödememek adına çevirdiği bir oyun yani hukuk dili ile muvazaa olduğunu ileri sürerek reddi iptal ettirebilirler ; biline. Öte yandan, Mirası reddi halinde her ne kadar mal mülke sahip olmak mümkün değilse de, Miras geçişine neden olan mesela bir iş kazası, trafik kazası gibi bir durumsa, reddeden mirasçılar maddi manevi tazminat davası açıp haklarını sorumlulardan alabiliyor. Yine, miras bırakanın eşi ve çocukları SGK kurumundan mirası red etmelerine rağmen maaş bağlatabiliyor. Yani, vefat eden epey borçlu. Malı mülkü de yok. Ama geride kalan eşi çocuğu babası borcunu kabullenmeksizin maddi manevi tazminat davası açıp haklarını alabiliyor, maaş da bağlatabiliyor.Yasa koyucu ve Yargıtay ilke kararlarına göre bağlatılacak maaşın ve talep edilecek maddi manevi tazminatın MİRASLA BİR İLGİSİ YOK. Mirasçının bağımsız bir hakkı.Mirasın hükmen bu şekilde reddi için üç ay içinde açılacak davada davalıyı göstermek zorunda da değilsiniz. Hasımsız açılıp kolaylıkla takip edilen bitirilen bir süreç.Peki vefatın üzerinden üç ay geçmişse ne olacak ? Bu kez iş zorlaşıyor. Geçmiş yazılarımdan birinde de işlediği üzere , bu halde süreye bağlı olmaksızın alacaklıları hasım göstererek alacaklının veya ölenin ikametgahında mirasın borca batık olduğuna dair hasımlı yargılamalı bir dava açıp muristen intikal edilenleri de iade etmek gerekiyor. Saygılarımla.