Kulüplerimiz Medeni Yasa ve Dernekler Yasasında yer alan üç beş madde ile idare edilir. Sanılanın aksine Bursasporu, Feneri, Galatasarayı Beşiktaşı, tüm amatör ve profesyonel kulüpler, yasal açıdan ve pratikte gerçekte Güvercin sevenler benzeri derneklerden pek de farkı bir statüde değildir.Bazılarının tüzükleri biraz geniştir o kadar. Gerçi tüzüklerde genellikle çiğnenmek içindir ya. Tıpkı üst yapıda cereyan ettiği gibi yani. Bazı dernekler, futbol veya diğer branşların gelir giderlerini kurdukları bir şirkete devretmişlerdir o kadar. Kaldı ki bu şirketler de o hakim hissedar olan o derneğin idaresindedir.Halka açılma, borsada işlem görme işi tamamen maddi hususlardaki ayrıntıdır.Kimi kazanır bu işten, kimi de içini açsanız Borsaya daldığına bin pişmandır.SPK, BİST, TTK, diğer disiplin ve kuralların borsaya açık bu şirketlerin biraz daha adam gibi yönetilmelerine olanak sağladığı doğru olsa da BİSTe kote olan çokça şirketin tepedeki sakat anlayışlarla yönetim hatalarıyla daha bir çabuk darmaduman olabildiğine sıkça şahit olmuşuzdur.Özetle halka açılmış ama kötü yönetilen bir şirket mi? Adam gibi yönetilen ve sağlıklı büyüyen kapalı şirket mi? sorusu düşündürücü olabilir. İşin sırrı halka açılmadan ziyade iyi yönetim ve iyi denetimde. Sıradan bir dernek statüsünde olan spor kulüplerinin önemli sorunlarla baş başa olduğu bir gerçek.Profesyonel futbol kulüplerinin üye oluşum ve üyelik yapısı baştan bozuk. Özellikle de Anadolu kulüpleri taşra anlayışı yüksek olduğu için bozuk üye yapısı sorunsalının fazlaca kucağında. Yönetimi, denetimi tüm organları belirleyecek olan hayati derecede önemli olan Genel Kurulu oluşturan üyeler spor kulübü Derneğine nasıl üye olmuştur? Salt herhangi bir geçmiş yönetimin Başkanın ve hakim yöneticilerin imzalarıyla. Hiçbir manevi maddi etik kriter gözetmeden. Geçmiş yönetimlerde salt oy hesabı ve kaygısı ile hiçbir esaslı kriter gözetilmeksizin yapılan üye kayıtları başta Bursasporumuz olmak üzere hemen tüm Anadolu kulüplerinin iflah olmaz hasarlı hücreleridir. Zira yönetim denetim ve esaslı organları yani kulübün geleceğini maalesef bu oylar belirlemektedir.Genel Kurulların kalitesini, samimiyetini, doğruluğunu, amacını her bir şeyini sorgulatan da bu açmazlardır. Atsan atılamaz, satsan satılamaz. Maalesef renk sevdalıları değil, aidatını yatıran ağaların maraba üyeleridir kulübün geleceğini belirleyen. Ankaragücü bu hatalar sonucu gitmiştir. Bir çok kulüp de tartışmalı üyeliklerle genel kurul davalarıyla seviye kaybetmektedir. İşte bu nedenle özellikle profesyonel spor kulüplerinin artık özel statülere sahip olması, üyelik, yönetim ve denetim kural ve işleyişinin çok iyi düşünülmüş bir sistemle yürütülmesi acil ihtiyaç.2010larda Ankarada, İstanbulda çokça çalışmalar yaptık. Kulüp içinde dışında her yerde her zaman bu sorunları dile getirdik. Hükümet kanadı üç beş ay sonra tamam dedi. ama 2016 bitti değişen bir şey yok. KHKlardan sıra gelir ve TFF esas işi ile meşgul olursa belki yeni Kanun için umutlanacağız. Yoksa yine başka bahara.