Boşanma davasında veya boşanma dışında eşlerin bir diğerine açtıkları nafaka davaları, bu davalarda oluşan büyük eziyetler, icra safhasında karşılaşılan güçlükler ve yorgunluklar gözlemlerime göre ülkemizde aslında 'büyük bir gizli sosyal yara'. Nasıl bir sosyal yara?Basit misalde mahkemede görülen dava sonucunda kadın, kocasından aylık 250 lira nafaka almaya hak kazanmış. Nafaka, koca veya eski koca tarafından rızaen ödenmiyorsa bu parayı her ay düzenli bir şekilde alabilmek için kadın daha sonra bu kararı icra müdürlüğüne götürerek, giderlerini yatırıp icra emri düzenlettirmek zorunda. İcra emri kocaya tebliğ edilebilirse mesele yok. Diyelim ki tebliğ geri geldi, bu kez 35'e göre yeniden tebliğ işlemi yaptıracak. İcra dosyasında kesinleşme aşamasından sonra kocasının maaşı varsa şanslı, maaşa haciz işlemi de birkaç ay zaman alacak. Ancak örnekte koca gayrı resmi çalışıyorsa bu kez diğer haciz alacaklıları gibi üç kuruş geçinme parasını alabilmek için bir yığın masraf yapma, icra-haciz ve satış işlemlerine girişmek zorunda. Örnekteki takip kesinleşti, icra işlemlerine rağmen nafaka yine ödenmiyor. Kadın bu kez icra ceza mahkemesine müracaat edip ceza davası açtırma yükü ile baş başa. Ceza davasında duruşma günü ve saatinde koridorlarda epeyce bekleyecek. Karar kaç duruşmada çıkar bilmem ama karar çıktıktan sonra tebliğini yaptıracak.Bu arada nafaka kararı uzun süre icra takibine konulmamış, nafaka da birikmiş ve ödenmemiş, bu durumda ödenmemiş biriken nafaka için kocaya ceza yok. İcra yolu ise (hacizli mal bulabilirse) açık. Ülkemizde enflasyon malum, ayrıca nafaka tayin edilen çocukların ihtiyaçları da değişmekte ve artmakta. Bu kez örnekteki kadın, 200 liralık nafakanın 300 liraya çıkarılması için mahkeme kapılarında yine aylarca efor sarf etmek zorunda. Dava bitinceye kadar da zaten ihtiyaçlar ve enflasyon farkı tekrar tezahür etmekte. Öte yandan nafaka yükümlüsü erkeğin de sızıntıları var. Bir çok örnekte gerek mali durum bozukluğu, gerekse sair etkenlerden dolayı erkek de bu sistemden mutsuz. Nafaka hükmünün kötüye kullanılıp suiistimal edildiğine dair bir kısmı haklı söylem ve olaylara tanık olmuşuzdur.Mahkemelerde oluşan yüz binlerce nafaka, nafaka farkı, nafaka icrası dosyaları da adli sistemi tıkamakta. Çözüm?Artık bu sosyal yaraya el atma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Nafaka miktarının günün koşullarına uygun hale getirilmesi ve kadının çocukların ihtiyaçlarını icra koridorlarında efor sarf etmesine bağlayan çürümüş bu sistem yerine ,insana, insan onuruna yakışır modeller bulmak zorundayız. Nafaka miktar artırım ve ayarlamalarına dair davalar çok daha seri usule bağlanmalı, bu tür davalarda mahkeme kapılarında efor sarf etmeler , insan onuruna yakışmayan insanımızı inciten manzaralar yok edilmelidir. Nafakanın tahsilinde ise nacizane düşüncem özel bir SOSYAL FON kurulmasıdır. İşsizlik fonu gibi işleyebilecek bu fona tüm evli çalışan kadın ve erkeklerden ayda 10 lira gibi sembolik bir miktar aktarılabilir. Devlet de fona önemli bir miktar aktarır. Nafaka kararını alan bir kadın, fona müracaat ederek kararda yazılı miktarı her ay GARANTİ biçimde alsın. Fon da nafaka yükümlüsünden vergi alacakları tahsili usulü ile tahsil etsin. Olası suistimaller kanunla büyük oranda önlenebilir. Eminim bu tekliflerimin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi bugünkü çürümüş ve insan onurunu hiç sayan sistemden çok daha iyi sonuçlar üretecektir. Saygılarımla.