Ülkemiz kent içi yollarında yaklaşık yüz bin adet resmi plakalı 'Taksi' mevcut. Şehrimiz Bursa'da yaklaşık üç bin, İstanbul'da ise ülkenin yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen yirmi bin civarı taksi yollarda .Her biri bir buçuk milyon TL'ye varan fiyatlarla el değiştiren taksilerin hava paralarının oluşturduğu ekonomi açısından, sadece İstanbul'daki taksilerin 10 milyar dolarlık, ülke genelinde ise 40 milyar dolarlık toplam hava parası ekonomisi oluşturduğu gerçeği var masada ve onlarca hava paralı taksi plakasına sahip olup yaşamında pek az taksiye binmiş epey bir sermayedar amcalar teyzeler.Plaka kiralayan veya şoförlük yapanlar bu dünyanın kölesi, sermaye ile plaka sahipleri ise sömürgecisidir. Ve bu plaka sahibi amcalar teyzeler kazançlarından pek az vergi öder. Niteliği gayrı nakdi hak, amortismana tabi iktisadi kıymet sayılıyor olsa da yıllık sekiz bin liranın altında kazanç beyan eden taksicilere vergi yoktur. Sanayicinin memurun işçinin esnafın tepesinde olan kamu gücüne göre milyonluk taksiler yılda sekiz on bin lira kazanca talim etmektedir? Bu varsayım ülkemizde vergi adaletsizliğinin bir başka güçlü örneğidir. Nitekim kaç vatandaş yaşamında kaç kez taksiden fiş almıştır? Veya istesin bir fiş te görsün muameleyi. Buna rağmen bir taksinin ödediği vergi bir asgari ücretlinin ödediği vergiden daha düşüktür. Sektörde sadece vergi açısından değil sosyal güvenlik açısından da problemler büyüktür. SGK'lı çalışan oranı ve güvenceler az, fazla mesai ve diğer hakların yarattığı sorunlar yüksektir. Hal böyle iken akıllı telefonlara yüklenen bir programdan ibaret olan UBER ve benzeri programlara açtığımız savaş ve konulan yasaklar anlamsızlıktan da ötedir. İtalya'da denenen yasak kısa bir süre sonra kaldırılmıştır. Bizde ise yaklaşık iki yıldır katı bir yasak uygulanmaktadır. UBER teknolojisi ve benzerlerinin dünyada ve kısa geçmişte ülkemizde uygulama örneklerine baktığınızda güvenli konforlu hızlı ve pratik taşımacılığın haklarından ne kadar yoksun bırakıldığımızı anlayabiliriz . Yasakla ilgili tarafların iddia ve savunmalarına göz attığınızda ise ileri sürülen yasak nedenlerinin yüzyılın vizyonu ve gerek ile gerçekliklerinden uzak olduğunu anlamak pek zor olmamaktadır. Elli Milyar dolarlık bir HAVA PARASI EKONOMİSİ'ne sahip taksici esnafı ile bu piyasadan geçinenler için ise seksen milyonun seyahat özgürlüğünün pek bir önemi bulunmamaktadır. Yasak yanlılarınca ileri sürülen 'Yüz bin insanın işinden olacağı' türü söylemleri hafif bulduğumuz belirtmeliyim zira bu ve benzer yeni yöntemlerle yüzbinlerce yeni iş sahası ile en sorunlu alanımız olan büyük şehirlerde toplu taşıma alanında sorunlar dahi azaltılabilir. Özellikle büyük kentlerde sabah akşam metrolarda, otobüs kuyruklarında bekleyen milyonlarca vatandaşın önünden boş koltuklarla geçen özel araçların UBER gibi sistemlerle vatandaşı taşımasından daha büyük kamu yararı düşünülebilir mi ?Diğer yandan kapitalisti sosyalisti yüzlerce ülke, millet, şehrin sahiplendiği UBER ve benzeri teknolojik çözüm ve uygulamaların, belli bir sermaye sahibi kitle rantlardan mahrum kalacak diye yasaklanmasını da izahtan yoksun buluyorum.Bu nedenle de başta halkın konuya daha dikkat ve duyarlı yaklaşımı, devletin tüm kademelerinin tabii ki Ulaştırma Bakanlığı'nın bu konuda gerekli araştırma ve çözümleri hızlı bir şekilde masaya koymasını, belli bir kesimi koruyan yasaklar ve yasaların tekrar gözden geçirilmesini ümit ediyorum.Saygılarımla.