Evlilik birliği devamında veya sonrasında mahkemelerce hükme bağlanan nafaka borçlarına muhatap olan eşler için bu nafakaların ne şekilde ödeneceği, birtakım ödemelerin nafakaya mahsup eilip edilemeyeceği hususları çoğu kez soru işaretleri yaratmıştır. Pek çok nafaka kararı nafaka alacaklısı eş tarafından hemen icra takibine konulmamakta, bazı hallerde yıllar sonra 40 aylık 60 aylık nafakalar faizleriyle birikmiş bir şekilde icra takibi yapılmaktadır.İcra emrini alan nafaka borçlusu eş ise yaptığı bir takım iyilikler veya ödemeleri doğal olarak bu rakamlardan indirmek istemi ile mahkemelerde dava açmakta, yıllara sirayet etmiş alıp vermelerin içinden çıkamayan mahkemeler bu tür davalarla epeyce meşgul olmaktadır. Çok defasında da çocuklar için yapılan eğitim, okul servis, çocuklarla diğer eşin oturduğu evin aidatının banka kanalı ile ödenmesi halinde bu ödemelerin nafaka borcundan düşülüp düşülemeyeceği gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Öncelikle Türk Medeni Kanunu'nun 327. maddesinde 'Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır, hükmü düzenlenmiştir.Yüksek 8. Yargıtay Dairesi de kendisine yansıyan bir olayda kanunun lafzı ve ruhuna uygun biçimde özeti aşağıda bulunan emsal kararını vermiştir. 'Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlu babanın Mahkeme'ye sunduğu özel ders ücreti, okul ve servis ücreti, alacaklının oturduğu evin aidat giderine ilişkin ödeme belgelerinin ahlaki ödemelere ilişkin olduğu, ödeme belgelerinin yasa'nın aradığı anlamda belgeler olmadığı nazara alınmadan bu ödemelerin de nafaka borcuna mahsubu hatalıdır 'Mahkemece, gerektiğinde bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir takım ödemelerin ahlaki ödeme olduğu nazara alınarak alacağın belirlenmesi gerekirken, yapılan tüm ödemeler takip konusu alacaktan düşülerek hesaplama yapılması isabetsizdir.'Karar özetinden de anlaşılacağı üzere, ana babanın özellikle çocuklara yönelik hayatın olağan akışında yaşamdan veya kanundan doğan bir takım ahlaki olarak nitelenen meblağları diğer eş'ten talep etmesi veya ödemekle yükümlü olunan nafaka borcundan düşürülmek istemesini kanun uygulayıcısı yüksek daire pek hoş görmemiştir.Nafakadan düşülebilecek ödemeler açıkça yazılı belge veya dekont gibi kesin delillerle kanıtlanabilen doğrudan nafaka ödemesi adı altında gerçekleşebilecek ödemelerdir. Bankadan ödemelerde dekonta nafaka alacağı açıklaması yazdırmamak bazı ısbat zorluklarını beraberinde getirebilir. Yanı sıra nafakaya yönelik mahkeme kararı icra takibine konulmuş ise ödemelerinde mutlaka icra dosyasına yapılması önerilmektedir. Bu kurallara uyulması hem yargıyı kilitleyen davalardan arındıracak, hem de uzayan davalarda adil yargılamadan şikayet sayısını azaltarak taraflara ferahlık sağlayacaktır.Saygılarımla.