Adı konusunda konsensüs bulunmayan bir kaos var. İktidarın başına göre kriz- mriz yok. Ama ağırlık görüşler buna ekonomik kriz veya bir ilerisi 'çöküş' diyor. Ancak İçinde bulunduğumuz, derinden hissettiğimiz şeyler var. Bunların ilki tüketiciye, üreticiye sunulan kredi faizlerinin, hakeza mevduat ve sistem faizlerinin birkaç misline zıplamış olması gerçeği. Diğeri TL değerinin tüm para birimleri karşısında % 80'e varan oranlarda düşmüş olması. Müteakiben de temel tüketim mallarından tutun da mal ve hizmetlerin çoğuna değişik oranlarda zamların yansımış, ücretlerinse halen sabit kalmış olması. Sonuncusu daha kötü zira yapılamamış zamlar özellikle kamudan gelecek zamlar piyasayı ve aile bütçelerini , dolayısıyla insanımızı ne derecede negatif etkileyecek ?Endişeler had safhada. Kimse bırakın 3 ay sonrasını 3 gün sonrasına kefil değil. Gerek piyasalarda gerek ortalama insanımızda 'güven' duygusu iyice zayıflamış durumda. Artık kriz var mı yok mu siz karar vereceksiniz. Çıkar mıyız ? Elbette ki evet. Ama hatalardan ders almada karnesi zayıf olan bir millet ve politik unsurların evlatları olarak faturanın müsebbiplere kesileceğinden bu kez biraz umutsuzuz. Krizde zenginleşen yüzde bir yerine fakirleşen yüzde doksanın yaralarını kim saracak? Ağlayanların bir kısmına özellikle de politik ağızlara kulak asmayın. Tartışılmaz olan şu ki 80 Milyonun % 99'u - % 50 fakirleşti. Ücretliler fakirleşti, Devletine güvenip vergisini düzenli ödeyen namuslu esnaf tüccar sanayici fakirleşti. Önemli bir soruna parmak basalım. TL/Döviz krizi sonrası devletine ve devlet yetkililerinin beyanatlarına güvenen ve de parasını emeklilik fonlarında TL olarak değerlendiren amcalar teyzeler özel bir şekilde büyük zararda ve sisteme güvenleri kalmadı. Bakım özel emeklilik fonları sistemleri için tüm iktidarlar çok uğraştı çalıştı. Burada yüz binlerden milyonlardan ciddi paralar toplandı. Amerika'da Avrupa'da da yerleştiği gibi Devletin makro ekonomisini fonlamada bu fonlar çok işe yaradı ve daha da yarayacak. İşsizlik fonları emeklilik fonları devletin her borç ihalesinde zorlanmadan kullandığı önemli kaynaklar ve makroekonomik dengelerde en önemli unsurlar. Gecelik % 1000 lerden para bulunamadığı günleri hatırlayalım !Ama 2018 TL/Döviz krizi sonrası bu fonlar da ciddi değer kaybı yaşadı. Hatice ablanın 100.000 lirası 35.000 Dolardan birikmişti, oldu 15.000 Dolar. Hatice abla dövizi tutma TL ye güven diyen devlet büyüklerine hayal kırıklığı içinde, kızgın ve üzgün . Diyor ki artık hiçbir bireysel emeklilik şirketi emeklilik fonu beni, sizi ikna edemez , her ay ufak ufak paramı koyarım , altınla dövizle emekli olacağa yakın çekerim. Hiç değilse TL emeklilik fonlarında yanmaz param. Hükumetin ve ilgililerin bu duruma bir göz atması gerek. Dolar karşılığı her ay para yatırtan Fonların TL değerlemesi ile bu derecede değer kaybı kötü bir durum ve buradan uyarıyoruz. Hatice ablalar, Fadıl amcalar fonlarını bozdurup fonlara yeni girişler olmazsa bu sistem de maazallah tamamen çökmeye aday olur. Krizin gündeme getireceği bir diğer nokta da Yapı kooperatifleri. Kısaca , 200.000 TL ev kredisinin 10 yıllık maliyetinin 1 milyon TL' leri bulduğu bir ortamda kredi ile daire, dükkan devri kapanmış demektir. ,Peki inşaat sektörü ne yapacak. Allasmarladık mı diyecek ? Hayır. 2000 ler ve öncesinde aylık faizler % 10' larda iken de konut ve işyerlerine dair inşaat sektörü bir şekilde yürüyordu. Nasıl yürüyordu? Mükemmel olmasa da imece usulü Yapı kooperatifleri ile. Bildiğiniz yedi kişiden fazla kişi bir araya gelip konut yapı kooperatifi kuruyor ve müteahhit firmayla anlaşıp yıllık bütçeler üye ödemeleri ile inşaatlar başlanıp bitiriliyordu. Kabul , işler uzun sürüyordu bir yığın sistemsel ve zafiyetlerden kaynaklanan sorunları da vardı ama bu da kabul edelim ki yüksek faiz ortamında yürüyebilen belki de tek sistem. Buradan müteahhit firmaları bakanlıkları ve vatandaşları hem uyarmış hem bilgilendirmiş olalım.Artık en azından uzunca bir süre uzun vadeli uygun oranlı faizlerle konut sahibi olamayacağımıza göre Yapı kooperatifleri kurarak bankaların faizlerin kölesi olmadan pek ala konut sahibi olunabilir. Nitekim konutların yapımı süreci İki sene değil de dört sene sürer dert değil. Ama bakanlık ( çevre şehircilik) 1163 sayılı kooperatifler yasasında derhal iyileştirme ve güncellemeler yapmalı, sistemin pratikte aksayan yerlerini çarçabuk onarmalı, kooperatiflerde yaşanan geçmiş hatalardan ders alınmalıdır. Saygılarımla...