Silah ruhsatı alma ve yenileme işlemlerinde sistem ve kurallara dair çokça duyduğum haklı bir eleştiriyi bu sayfalarda paylaşıp sorunu basit bir şekilde ortaya koymaya çalışacağım.Ruhsat alabilmek veya süresini uzatabilmek için kanunun saydığı diğer şartların yanında öyle bir hüküm var ki gerçekten de temel haklara ve anayasamıza açıkça aykırı. Bu aykırılık, çokça üzüntü ve mağduriyetlere neden oluyor ve insanımızı bıktırıyor. Kısa gelecekte ya Meclis tarafından ele alınır, yahut bir davada Danıştay ve Anayasa Mahkemesine götürülür ve mahkemece iptal edilebilir cinsten. Özetle 6136 sayılı yasaya dair yönetmelik 16. madde uyarınca hakkınızda açılan, ancak gerçekten de açılmaması gereken bir ceza davası veya soruşturma, hele soruşturma ve dava uzunca sürüyor, biri diğerini takip ediyorsa; silah ruhsatı almanız veya süresini uzatmanız bir şekilde engelleniyor. Silahı emniyete iade ediyorsunuz, bu bıktırıcı süreçte bazen silahtan da oluyorsunuz.Malum ülkemizde özellikle son yıllarda bir moda oldu. Savcılık makamları, özensiz bir şekilde insanımıza karşı dava açabiliyor ve mahkemeler davayı görmeyi kabul ediyorlar. Sonuçta beraat kararları geliyor ama yaşanan üzüntüler?Eğer herhangi bir sivil toplum örgütünde, dernekte, vakıfta spor kulübünde ya da kamuya yararlı bir işte gönüllü olarak görev alıyorsan, büyük ihtimalle görevi kötüye kullanma, zimmet, çete gibi suçlamalarla hakim karşısına kolayca çıkabilirsin. Bırakın bunu, iş adamı, sanayici, üretici esnafsan, basit örnekte sahte bir çekin arkasındaki onlarca ciro imzasından biri sizinse, sizden mal alan şahıs veya üst ciro sahte ciro üretmiş ve siz de bu davada sanık, soruşturulan statüsünde iseniz yandınız. Geçtik bütün bunları, balıkçı köyünde ete süre bulaşmadan yaşamaya çalışan biri değilsen, hele de biraz aktif, biraz isyankâr, biraz sistem muhalifi isen, yangına çok müsaitsin ve mutlaka hakkında açılan bir ceza davasına muhatap olmuşsundur. Eğer yargılanmayacak isen şanslı azınlıktasın veya adaysın. Hakkında açılan ceza davasında ise beraat ettin diyelim, MELEK olsan teranesi Yargıtay süreci dahil BEŞ YIL sürmekte bunu bilmeyen yok. Diyelim ki beşer yıl arayla şanssızlık peşini bırakmadı ve hepsinden beraat ettin. Bu şekilde üç süreç yaşadıysan sana silah ruhsatı almak 15 yıl haram. 6136 sayılı Kanunun 6. ve 7. Maddelerinde ateşli silahların hangi şartlar altında ruhsata bağlanacağı, kimlerin ateşli silah taşıma veya bulundurma hakkına sahip olabileceği genel hatları ile gösterilmiş bu şartları taşıyan vatandaşın her biri ayrı ruhsata ve harca tabi olmak üzere birden fazla silah taşıyabilir veya bulundurabilir. Detaylar ise Kanun çerçevesinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Yönetmelikle belirlenmiş.Ancak yönetmeliğe 1999 yılında 16. madde olarak yer alan öyle bir hüküm getirilmiş ki, Kanunda bile böyle bir yasak yok. Diyor ki Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır. Evet, masumiyet karinesine acıkça aykırı olan bu hüküm, on binlerce vatandaşı, sanayici, esnaf, meslek mensubunun önünü açıkça ve haksız biçimde tıkamakta. Yapılacak iş ise gayet basit. Her davanın açılış öncesi savcılık ve mahkemelerce bu yasak her şüpheli için özel olarak konulup kaldırılabilir. İşte bu kadar basit bir işi ne kadar zor hale getiriyoruz. Bir de HAGB dediğimiz hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde yani mahkemenin ceza verecek yerde hükmü 5 yıl sonrasına bıraktığı hallerde durum daha vahim. Özetle Meclise yeni giren milletvekillerimiz de dahil olmak üzere hukuk çevrelerini bu masumiyet karinesine açıkça aykırı hükümleri değiştirmeye davet ediyoruz. Gerçi yönetmelik Danıştaya da götürülürse mutlak iptal edilmeli. Saygılarımla...