İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu.
Oyunun temposunu ve kontrolünü elinde tutan, sürekli gol arayan, saldıran taraf Bursaspor’du; ancak adeta kale önüne etten duvar ören G.Birliği ve Bursaspor'un kronik hastalığı final paslarındaki beceri eksikliği atakların gollük pozisyona dönüşmesini engelledi.
Oyunu bu kadar rakip sahada oynayan bir takımın gollük pozisyona girememesinin nedeni tamamen yetersiz oyunculardan kurulu bir takım olmasıydı.
Bu arada Bursaspor kenar yönetiminin oyuncu değişikliklerine de anlam veremedim.
Mutlak gol atman gereken maçta Eren Güler kenarda dururken, Ramazan ve Furkan'ı oyuna almanın ne anlamı var?
Bursaspor 90 dakika ablukaya aldığı rakip kalede doğru düzgün net bir pozisyon bulamayınca golle de buluşamadı ve mutlak kazanması gereken maçtan iki puan kayıpla ayrıldı.
Yaşanan kayıp Bursaspor'un işini kalan haftalar için daha da zorlaştırdı. Mucizelere bıraktı desek de yanlış olmaz.
Üstelik bu tip yani mücadele seviyesi yüksek maçlarda yaşanan puan kayıpları oyuncuları mental olarak yorar ve geriye atar.
Zaten zar zor motive edilen bu oyuncu grubunun tekrardan toparlanmaları oldukça zor.
Sonuç olarak yapacak bir şey de yok, son ana kadar mücadele etmekten başka çare de yok.
Ancak ligin sonucu belli olduktan sonra tabi ki yapacak çok şey var.
İlk sırada da Bursaspor'un bu duruma düşmesine payı olan kim varsa yapıp elini ayağını bu kulübün üstünden çekmeli, çekmeyenler çektirilmeli.