Bursaspor’un da yer aldığı TFF 2.Lig’in yanı sıra 3. Lig gruplarında yer alan takımlara şöyle bir göz attığımızda ilginç bir ayrıntı dikkat çekiyor...
Nazilli, Serik, Kütahya, Ayvalık, Aksaray, Kepez, Bergama, Karacabey, Aksaray, Sivas, Fatsa, Derince, Kelkit...
Say say bitmez. Yani Türkiye’de adının bitiminde ‘Belediye’ yazan kulüp sayısı yaklaşık olarak 25 hatta 26, 27 kulüp bulunuyor. Peki, ülkemizde kulüp denince aklınıza ne geliyor?
Cevap net: Futbol...
Maalesef ülkemizin en acı gerçeklerinden biridir bu!
Tribüne oynamak motivasyonuyla çok büyük paralar harcanıyor bu uğurda bildiğiniz gibi. Hem de asli hizmetlerini aksatmak pahasına yapıyor bazı belediyelerimiz bunu ne yazık ki...
Halkın oylarıyla seçilen belediyeler o kentin ya da ilçenin veya o beldenin futbol kulübüne maddi destek vermek mecburiyetinde midir?
Hiç şüphesiz, belediyeler bütçeleri el verdiği ölçüde spor adına da yatırımlar yapmalıdırlar. Beldelerindeki çocuklar, gençlerin sağlığı adına bütçe ayırmalıdırlar, hemşehrilerinin bedensel ve ruhsal sağlığı için adımlar atmalıdırlar.
Bunun yolu, çocukların ve gençlerin sporun çeşitli dallarında faaliyette bulunabileceği tesisler yapmaktan geçiyor. Basketbol sahaları, bisiklet kulvarları, yürüyüş yolları, çocuk parkları yapabilir pekala belediyeler.
Beldesindeki tüm okullara basketbol sahaları yapmak çok daha önemli ve gereklidir spor (yani futbol) kulübüne bütçe ayırmaktansa; sözgelimi amatör sporu mesele yapabilir belediyeler.
Ama illa da futbol adına yatırım yapmak istiyorsa her hangi bir belediye, o zaman gücü yettiğince çim sahalar yapsın beldesinde. Zira belediye ve spor ancak bu anlayışla birbirini tamamlar ve kucaklaşır.
Ne var ki; dünyada sadece ülkemize özel bu uygulamadan amatöründen profesyoneline hemen hemen her futbolu kulübü yararlanır.
Yöntem bellidir: Kulüp yönetimince belediye makamı ziyaret edilir, ‘Çok zordayız başkanım, aman bize biraz destek verin’ denir ayrılırken de başkana arkasında ismi yazılı kulübün forması hediye edilir; başkanlık makamınca da ‘gereken yapılacak’ diye söz verilir tören biter...
Bunun çok örneği var ama el altından ama örtülü ödenekten, ya da açık açık belediye destekli sponsor güçlerden...
Bu konuda bir de şu gerçek var; Bursaspor geçmişten bugüne hep belediyelerle iç içe olmuştur. Eski başkanlardan Sayın Erdoğan Bilenser ile merhum Sayın Hikmet Şahin zor süreçlerde Bursaspor başkanlığını üstlenerek tarihe geçmişlerdir.
Keza mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş da öyle...
Emin Adanur başkanlığındaki yönetimin havlu atmasıyla ihale üstüne kalınca, kurduğu yönetim ile çok zorlu koşullarda Bursaspor’a ama az ama çok destek vermiştir. En azından geçen sezon elektrik, su, doğalgaz kesilmemiş, personel ile futbolcuların maaşları ödenmiş, deplasman masrafları genelde sponsorlar tarafından üstlenilmiş, sonuçta Yeşil Beyazlı gemi son anda da olsa sağ salim limana ulaşabilmiştir.
Varmak isteğimiz yer orası ki; Bursaspor’a acilen destek gerektiğine göre her ne Sayın Başkan Aktaş’ın kadar mevcut yönetime pek sıcak bakmadığı anlaşılsa da ‘boş ver belediyeyi’ deyip geçmemek gerek.
Yeter ki istemesini bil...