BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER

Mustafa ÖZKESKİN

1 yıl önce

Futbolda sinir bozucu sezonu noktalayalı 20 günü buldu. Sıkıntı yüklü öyle bir futbol mevsimi yaşadık ki; neresinden tutsanız elinizde kalır.

Şampiyonluk için yarışan 3 İstanbullu kulüp başkan ve yöneticilerinin birbirilerine yönelik hakaretleri, ekonomik kriz, taraftar olayları, saha zeminlerinin bir türlü düzeltilmemesi haliyle de futbolcuların balçık tarlasında top koşturmaları gibi can sıkıcı ne varsa hepsini federasyon başta olmak üzere tüm futbol kamuoyu tiyatro gibi seyretti.

1980’leri yani 12 Eylül darbesi sonrası 24 Ocak kararlarının ruhuyla şekillenen yılları ülke futbolu açısından “devrimci” addetmek ruhumuza işlemiştir.  Darbeyle kaos ortamı sona ermiş, Özal’la dünyayla bütünleşmişizdir   bütünleşmişizdir                                                                                 

İşte örneği futbol: Toprak sahalarımız yeşillenmiştir bir kere! 3. Lig kurulmuş, bırakın tüm şehirleri neredeyse tüm ilçelerin profesyonel kulüpleri olmuştur. Gökten düşen “lig çıkma”, “küme düşmeme” kararlarıyla dolu yıllar… Kulüplere milyarların aktarıldığı yıllar…

Kaynak? Altyapı? Aman onları hiç sormayın...

Bursaspor’un halen TFF 2. Lig’de mücadele ettiği de bir kandırmacadır...

Gerçek; o kulvarın aslında 3. Lig podyumu olduğudur...

Bugün 39 takımın yer aldığı sözde 2. Lig’de bir elin 5 parmağını geçmeyecek sayıda dev statları bir kenara bırakırsak; bu arena da 1800-9000 kapasiteli butik statlar ve suni çim zeminlerin olduğu ne acı bir olgu?

Işıklandırma dersen onu hiç sorma!

Loca mı; o da ne?

Bursaspor gibi iki üç kulübün dışındakilere bu kavramlar yabancı...

Mesela; geçtiğimiz 8 Haziran’da Süper Lig için final oynayıp, Bodum’u saf dışı ederek SÜPER olan Pendikspor’un tek tribünlü mahalle içindeki 2.500 kişilik mabedi gibi...

 

 Düşünebiliyor musunuz;  30-40 bin seyirciye oynayan 3 İstanbullu kulüp, ya da Trabzon, Sivas, Samsun gibi göç nedeniyle İstanbul’da hatırı sayılır bir taraftarı olan kulüplerin seyircisi Pendik’te nasıl maç seyredecek?

Hani futbolda reform yapılmıştı? Hani yıllar geçtikçe dev statlar, doğal çimlendirme ilçe, belde, kentlerde fışkıracaktı?

Bütün bu olumsuzlukların başlangıcı bir kez daha söylüyorum 90’lı yılların başlangıcı yani Özal dönemidir...

Sözgelimi; 1989 yazında dönemin başbakanının törenle kulüplere para dağıtma törenini hafızası kuvvetli olanlar hatırlar.  O ödül(!) töreninden Bursaspor da faydalanmıştır!

2.Lig’de şampiyon olup Süper Lig’e çıkmayı garantileyen Yeşil Beyazlı kulüp ‘Bir kentin aynı ligde iki temsilcisi olmaz’ itirazı ile o günlerin hatırı sayılır bir meblağını içeren çek merhum Başkan İbrahim Yazıcı’ya ‘sus payı’ olarak teslim edilmiştir.                                                                                                                        

Nisan ayında TBMM’de kabul edilip yürürlüğe giren Yeni Spor Yasamız pratikte uygulanmayacağını bildiğimiz maddeler kulüplerle ilişkide siyasetin elini kuvvetlendireceği çok açık ve net...

Ezcümle; bıyık tıraşına siyasi rüzgara göre karar veren patron-bürokrat kulüp yöneticisi tayfaya hiçbir şey olmayacak.

Futbolumuz böyle gelmiş böyle gidecek...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI