Sezon başından bu yana daha ilk düdük çalmadan “Yönetim istifa!” tezahüratları ile başlıyor Bursaspor’un maçları... Yönetim aylar önce taraftarla empati kurup iletişime geçmeli, biriken memnuniyetsizliği “Sosyal medya trolleri” diye geçiştirerek gelindi bugünlere...
Tribüne gelen hiç kimse troll mroll değildir, sadece Yeşil Beyaz renklerin sevdalısıdır. Tepkiler ve tezahüratlar, başta BAY BAŞKAN ile ekip arkadaşlarına olan güvensizliğin eseridir...
Mevcut yönetim sorun çözmek yerine İçişleri Bakanı, Futbol Federasyonu, MHK, kentin seçilmiş ya da atanmış yerel protokolü ile ticaret ve sanayi alanında önde gelen dinamiklerine, eski futbolcular ile taraftar derneklerini, medyayı suçlar nitelikte söylem ve demeçlerle daha büyük sorunlar yaratmasının sonucudur ortaya çıkan başarısızlık.
Şu bir gerçek ki; bir kulüp yönetim-teknik heyet-taraftar üçgenini olumlu yönde kuramaz dolayısıyla camiada oluşan gerilimi azaltamazsa hedeflenen başarı asla gerçekleşmez.
Hele hele sahada top koşturan futbolcular sergilenen oyundan ya da tabelada yazan skordan memnun olmayan tribün ahalisinin tepkisine reaksiyon vermek yerine karşılaşmada rakibine pozisyon vermeye devam ederse işin çivisi işte orada çıkar!
Mesela öyle yakın geçmişe değil, son Zonguldak maçına gidelim. İki defe öne geçilip sonra rakibine yakalanan Bursaspor’da işin kötü sonuçlanacağını hisseden taraftar adeta tribünden sahaya inip oyuncuları arkadan iterek ateşlemeye çalışıyor ama Yeşil Beyazlı kramponlar hala ‘gamsız hayatı’ oynuyorlarsa, bunun getirisiyle bir de skorda geriye düşüyorsa işte ‘zurnanın zırt dediği yer’ orası olur ve kıyamet kopar!
Netice olarak rezil bir sonuç daha, maç içinde söner gibi olup sonunda volkan gibi patlayan ruhsal sağlığına zararlı feci bir gerilim doğar...
Çünkü bu camia son yıllarda sürekli ‘Çile Bülbülüm Çile’ şarkısını söylüyor o da bir yere kadar!
Bu sezon takım komutanlığını üstlenen teknik adamlar ve de özellikle son dönemde görev yapan Murat Sözkesen-Mustafa Gönden ikilisinin hiç mi kusuru olmadığı yolundaki eleştirilere gelince...
Özlüce’de gerek idari gerekse teknik bazda bir otorite ve disiplin boşluğu olduğunu düşünenlere hak vermemek olmaz...
Geçen hafta içi kadro dışı bırakılan futbolcular bunun göstergesidir.
Bir savaş gerçeği ile noktalayalım...
Savaşları cephede çarpışan askerler kazanır ama madalya en geride askeri yöneten çadırdaki komutana takılır...
Bunun tersi durumunda ise...
Savaşı kaybeden asker değil, komutan asılır!