Şehr-i Bursa, Efsane Çubuklu ve Yeşil Bursa adı altında 3 farklı forma ile mücadele edecek Timsah görüntüsüyle izleyenin gözüne ve de gönlüne acaba ne kadar hitap eder?
Şu bir gerçek ki her insanın farklı bir renge ve de desene sempatisi vardır... Mesela küçük ölçekte bir aileyi baz alırsak; babanın ya da annenin tercih ettiği rengi çocuklar beğenmeyebilir, ya da bunun tam tersi de olabilir...
Bu konu bakış açısına, kişinin göz keyfine göre değişir. Renkler bizim hayatımızın kenar süsüdür. Formalar ise alın terinin öyküsü... Geçmişte çamaşır ipinde kurutulan formalar, günümüzün teknolojisi sayesinde artık podyumlarda boy gösteriyor.
Mesela hatırlıyorum da; 2013-14 sezonu öncesi Havuzlupark’ta düzenlenen defilede Bursaspor tarihinin iki efsanesi merhum Mesut Şen ile Sedat Özden ile takım kaptanı İbrahim Öztürk birlikte çubuklu forma ile podyuma çıkarken, Pablo Martin Batalla’da düz yeşil forma ile müthiş bir görsel şölen sunmuşlardı.
Formalara şöyle bir göz attığımızda kişisel fikrim o dur ki; Dünya markası Diadora’nın ortaya kötü bir ürün koyduğunu söylemek istemiyorum ama tasarımların Bursaspor'a özgün bir kimlik kazandırdığını söylemek de zor.
Sözgelimi; ‘Yeşil Bursa’ adı ile yaka ve kol ağızları beyaz düz yeşil tişört görünümündeki idman için tasarlanmış izlenimi veren bu tasarımları gösterdiğiniz sıradan bir kişi 'Bu Bursaspor' diyebilir mi?
Alt bölümüne Uludağ etekleri, Tophane gibi kentin tarihini yansıtan figürlerin işlendiği Şehr-i Bursa adı altında sunulan düz beyaz formalar futbolcular tarafından şortun içine sokulacağı için özelliğini kaybedecektir.
Efsane yeşil dikey çubuklu yeni dizayn ise 'eh işte!' diyebileceğimiz, yoklukta tokluk hissi verecek bir çalışmanın ürünü...
Kulüpler satışı artırmak amacıyla her yıl forma değiştirirler, bu bilinen bir gerçek. Ancak; ticari amaçla forma rengi ve deseni değiştiriliyorsa işportadaki bir fanila gibi dümdüz beyaz, dümdüz yeşil olmamalı. Tamam; beyaz; aklığı berraklığı, saflığı ifade eder. Asaleti vardır ama ticari amacı yoktur. Yeşil ise Bursa’nın ovasını, Uludağ’ın çamlarını yansıtır.
Forma bir ulusun ya da bir kentin bayrağıdır. Bu yüzden farklı olmalıdır. Ne var ki günümüzde teknolojinin getirisiyle çok büyük bir değişim yaşanıyor.
O nedenle de geçmişe takılıp kalmamak gerek.
Klasik bir klişe ile bitirelim...
‘Forma rengini, desenini tartışmak’ anlamsız derler...
Formaya renk veren ruhtur.
Bir futbolcu formasının içine sadece bedenini sokuyorsa, hangi rengi seçerse seçsin hiç fark etmez.
Çünkü dolu görünen o forma hep boş kalır!
Şöyle bir düşünün; o kutsal Yeşil Beyaz formayı son yıllarda kimler giydi kimler terletti? Attığı golden sonra tribünlere formayı/markayı öperek selam verenler hani nerede şimdi?