Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan tasarruf genelgesiyle Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan kurslarda sadece kadrolu öğretmenlerin görevlendirileceği yer aldı... Şimdi...
Eğitim-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında yer alan verilere göz attığımızda, ortaya çıkan çok yönlü mağduriyetin boyutu gözler önüne seriliyor...
“Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitimi Merkezlerinin sayısı 998...
2023’te Halk Eğitimi Merkezlerinin açtığı kurslara katılan kişi sayısı 11 milyon 587 bin 174...
Halk Eğitimi Merkezi’nde kadrolu çalışan yani devlet memuru olan 5 bin 996 öğretmen var...
Türkiye genelinde Halk Eğitimi kurslarında eğitim veren ücretli öğretmen de denilen usta öğreticilerin sayısı 200 bini buluyor...”
Velhasıl... Kadrolu öğretmen sayısı Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa yerelinde de çok az... İl merkezi haricindeki ilçelerin ihtiyacını bile karşılayamaz!
Bursa’da Halk Eğitimi Merkezi usta öğreticileri tarafından verilen eğitimlere katılan on binlerce genç, kadın, yetişkin mağdur olacak. Yüzlerce usta öğretici de öyle...
Zaten usta öğreticilerin sözleşmeleri her yıl yenileniyordu... Kıdem tazminatı başta olmak üzere tüm sosyal haklardan mahrumdular. Çalıştıkları saat kadar SGK ödeniyordu...
Yetmezmiş gibi şimdi de işsiz kaldılar... Bursa'daki usta öğreticiler bir an önce MEB'in bu yanlıştan dönerek usta öğreticilerin ve kursiyerlerin mağduriyetinin giderilmesini talep ediyor...
MEB ONAYLI SERTİFİKA İLE KURS KATILIM BELGESİ AYNI DEĞİL
Mesleki eğitimlerde sertifika çok önemli. Sertifika verme yetkisi Millî Eğitim Bakanlığı’nda. Halk Eğitim Merkezi usta öğreticilerinin verdikleri eğitimlerde kurs bitiminde kursiyerlere MEB onaylı sertifikalar veriliyor...
STK’ların ya da diğer kurumların açtıkları kurslarda ise ancak katılım belgesi veriliyor ve MEB’in verdiği sertifikaların yerini tutmuyor...
Başta yerel yönetimler, Gıda Hayvancılık ve Tarım İl Müdürlüğü, İŞ-KUR, kooperatifler, STK’lar olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların açtığı çok sayıda kurslar var... Bunların neredeyse hepsinde Halk Eğitimi Merkezlerinin usta öğreticileri kurs eğitmeni olarak görev yapıyor.
Mesela İŞ-KUR ve Belediye ile MEB ortak projede iş garantili meslek edindirme kursu açıyor... Belediye kurs için binayı, sınıfların donanımını, eğitim malzemelerini tedarik ederken, İl Milli Eğitim Müdürlüğü de Halk Eğitim Merkezleri aracılığıyla usta eğiticileri görevlendiriyor.
Kursların ucu o kadar açık ki...
Dar gelirli öğrencilerin liselere ve üniversiteye giriş sınavlarına hazırlık kurslarıdan yabancı dil, kod yazılımı, iletişim, beden dili, diksiyon, finans okur yazarlığı gibi bireysel gelişime yönelik eğitimlere...
Halk oyunları, sazdan gitara, piyanodan kemana çeşitli kurslar.a kadar çeşitleniyor.
Tarımla ilgili ağaç budamadan tutun da mantar yetiştiriciliğine, fidancılığa, arıcılığa, aşçılığa dek çeşitli alanlarda eğitimler var...
Tekstilden konfeksiyona, çinisinden hat ve tezhibine, filografisinden ebrusuna, takıdan, sepet örmeden halıcılığa, dikiş nakışa aklınıza gelebilecek onlarca alanda eğitimler veriliyor...
Engelli bireylere, kadın sığınma evlerindeki ve cezaevindeki kadınlara da usta öğreticiler tarafından meslek edindirmeye yönelik eğitimler veriliyor.
Bu kurslarda yetişen on binlerce kadın ev ekonomisine katkıda bulunmayı öğrendi. Bazıları kendi işlerini kurdu. Kimisi kooperatif çatısı altında dayanışarak üretiyor. Kimi de aldığı mesleki eğitime uygun işlerde çalışmaya başladı...Bu kursların kadınlar için nasıl bir artı olduğunu pandemide sosyal medya mecralarında oluşan 100 binin üstünde takipçisi olan grup ve sayfalarda yaptıkları ürün satışlarında tanık olduk...
Milli Eğitim Bakanlığı’nın tasarruf genelgesiyle şu anda sadece Bursa’da çoğunluğu kadın olan yüzlerce usta öğretici işsiz kalırken; yine çoğunluğu kadın ve genç olan binlerce kursiyer de eğitimden yoksunlaştı...
EĞİTİM-İŞ SENDİKASI'NDAN TEPKİ
Eğitim İş Sendikası Genel Merkezi tarafından yapılan “MEB'in tasarruf tedbirleri yaşam boyu eğitimi vurdu” başlıklı basın açıklamasında şu ifadelere yer veriliyor:
“Milli Eğitim Bakanlığı, tasarruf tedbirleri kapsamında örgün eğitimde öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkını engellerken aynı zamanda yaygın eğitimde uygulamaya koyduğu kısıtlamalarla yetişkinlerin de eğitim hakkını ortadan kaldırmaktadır."
Eğitim-İş’in basın açıklamasında da halk eğitimi merkezlerinde açılan kurslara ağırlıklı olarak kadınların katıldığı vurgulanıyor:
“Halk eğitimi merkezlerinde açılan kursların sınırlandırılması özellikle kadınların güçlenme olanaklarını elinden almaktadır.
Halk eğitimi kurslarına ağırlıklı olarak kadınlar katılmaktadır.
Bu kurslar kadınların okuma yazma öğrenerek, mesleki beceriler kazanarak, kendilerini geliştirerek kamusal hayata katılımında önemli bir rol oynamaktadır.
Aynı zamanda bu kurslar kadınların güçlenmesine, sosyalleşmesine olanak sağlamaktadır. Bu nedenle kursların sınırlandırılması kadınları eve kapatmak isteyen zihniyetin bir sonucu olarak görmek mümkündür.
Halk eğitimi merkezlerinde ders dışı eğitim çalışmaları kapsamında yürütülecek kursların sınırlandırılması özellikle yoksul ve alt gelir grubundan öğrencileri ve gençleri seçeneksiz bırakmaktadır.
Ders dışı eğitim çalışmaları destekleme kurslarından spor faaliyetlerine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Bu kursların açılmaması öğrencilerin sınavlara hazırlanmak için dershanelere, özel kurslara mecbur bırakılması anlamına gelirken aynı zamanda sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerden mahrum kalmaları anlamına gelmektedir.
Zaten zor koşullarda eğitime devam eden öğrencilerimizi kötü alışkanlıklardan korumak, onlara kendilerini geliştirebilecek ortamlar sunmak, onları çağın ve teknolojinin gerektirdiği becerilerle donatmak halk eğitimi merkezlerinin temel görevlerinden biri olması gerekirken gençlerin elinden bu imkanları almak onları kendi başlarına bırakmak ve ülkenin geleceğini yok etmek anlamına gelmektedir.”