Bursaspor’a akıl erdirmek çok zor. 19 takımlı grubun dibindeki Kırşehir’i sahanda ağırlıyorsun ve de geçmiş maçlara oranla sayısal açıdan yeterli olmasa da yine de seni seven ateşleyecek kapasitede taraftarın var.
Ama o geçtiğimiz hafta Serik deplasmanından güzel oyununu 3 puanla süsleyen Bursaspor’dan eser yok!.
Kaldı ki; rakibinin 11 haftada tek galibiyeti var, kalesinde çuvalla gol (22) görmüş sadece 6 gol atabilmiş hani neredeyse kalecisiz oynayan takımların bile ağlarını ziyaret edememiş!
Üstüne üstlük ilk devreyi 73-27 top oynama yüzdesi ile üstün kapatıyorsun ama soyunma odasına 2-1 geride giriyorsun yetmedi bir tane de 90 artı 9’da kalende gol görüp bitiş düdüğüyle birlikte tabelaya 3-1’lik skoru tersten astırıyorsun!
Olacak iş değil ama dün oldu işte!
Yuh olsun!
Sahaya inip futbolcuların arasına girip ‘o şöyle oynadı şu berbattı’ ya da ‘hocanın tercihleri, taktiği, kadrosu yanlıştı’ veya gollerdeki hataları kişiselleştirmek gibisinden eleştirilerle maçın teknik analizini yapmanın bu saatten sonra bir anlamı yok.
Kaldı ki sarısıyla kırmızısıyla toplamda 10 kartın çıktığı, faullerin tavan yaptığı, yatanın yerden kakmadığı, hakemin yanlış çaldığı düdüklerle ipin ucunu kaçırdığı haliyle de seyircinin sabrını taşırdığı bir karşılaşma için kestirmeden söylersek ‘Rezalet-Hezimet-Eziyet’ pankartı sanırım her şeyin özeti olur.
Bursaspor’a fazla laf etmenin pek manası yoktur artık... ‘Taşıma suyla değirmen dönmez’ sözü çok geçerlidir dünkü kepazelikten sonra Yeşil Beyazlı futbol dünyamız adına...
Yönetim-teknik kadro-futbolcular ve de taraftar bölünmüşlüğü olarak takım birlikteliği açısından sezon başından beri tekleyen Bursaspor’dan daha fazla neler bekleyebilirsiniz ki?
Maalesef bu sezon kaderin ta kendisidir...
Ben şunu anladım:
Yeşil Beyazlı temsilcimiz yanlışlık oluyor, ara sıra iyi oynuyor...Sonra alışılan istikrarına dönüyor:
Yani hep kötü...Öyle ya; üst üste iki maçını galibiyetle kapatmışsın, al bu karşılaşmayı da üçlük seriyi yakala rahatla.
Ama böyle iki ileri bir geri gidersen bu ligden de gidersin!