Araç plakalarımız, modeli, markası, hangi tarihte nerede olduğumuz, cep telefonu numaralarımız, mail adreslerimiz, herhangi bir yerde kazaya karışıp karışmadığımız, alkollü ya da kusurlu olup olunmadığı, yanımızda kimler olduğu vs vs hepsi hukuken devletin koruması altında olunacağı kanun tarafından korunması gereken kişisel durum, veriler de kişisel, kanun gücü kanunla sınırlı amaçlar dışında hiç kimse işleyemez ortalık yere saçamaz.
Çok büyük cezası var. (güya)
Mart 2016 tarihli 6698 sayılı kanunumuz bu kişisel verilerin açık rıza dışında aktarılmasını yasaklıyor.
Gelin görün ki kişisel verileri evvela kanunu uygulamakla görevli kolluk güçleri başta kanunu çiğneyen bir kısım görevliler aktarıyor.
Çoğumuzun başına gelmiştir.
Basit trafik kazaları sonrası bile cep telefonlarınız susmaz.
Simsarlar sıraya girer. Google arama motoru başta, sosyal medya sitelerinde de (kanuna açıkça aykırı olmasına rağmen) “sigorta danışmanlık” gibi süslü adlarla epey yaygınlaşmışlardır.
Kimse sizi bulamaz iken sizi hem de cep telefonunuzdan arayan kişiler sigortadan kısa sürede sizin için paralar tahsil edileceğini başta değer kaybı olmak üzere pek çok “ısrarlı “vaadlerde bulunur.
Üstelik bu arayanların pek çoğu fütursuzca kendilerini avukat-hukuk bürosu namlarıyla ilan ederek güven yaratmaya çalışırlar.
Ara sıcak bilginiz olsun, avukatlık meslek ilkelerine ve yasaya aykırı bu tür aramalar asla meslek ahlakıyla bağdaşmayacağı için arayanın gerçek hukukçu olmadığından pek bir şüphelenmenizi tavsiye ediyorum.
İşte büyük soru!
Bu trafik kazaları sonrası bu kişiler neredeyse saatler geçmeden kaza ve kişisel bilgilerinize nasıl ulaşabiliyorlar.? Bu sorunun cevabını biz değil DEVLET savcılıklarıyla, emniyetiyle, idari gücüyle etkin biçimde araştırmalı, soruşturmalı, gerekenleri yapmalı. Ama sanırım ucunda büyük “mama” olduğu ve sanırız bu mama çetelerce paylaşıldığı için bu büyük sorunun cevabı karanlık.
Barolar; savcılıklara, içişlerine, emniyete, kurula, basına yani tüm makam ve görevlilere başvura başvura bu işten tabir caizse yoruldu. İşin içinde şu anki meslektaşları ile kişisel verileri yasak olmasına rağmen paslaşan emekli trafik polislerinden tutun bunlara hizmet eden her kesimden meslekten insan olduğu, adli, idari ve güvenlik sisteminin bu “örgütlerle “baş edebilmesi için sağlam ve temiz bir iradeye ihtiyaç olduğu biliniyor. İstenmeyen reklam mesajları, Telekom adına yapılan fütursuz aramaların engellenememiş olması gibi. Ama sadece konuşuluyor. Evet; devlet, soruşturma, yargı idari güçleriyle kanun emrini uygulayamıyor, aciz kalıyor bu alanda da ortalığı maalesef boş bırakmış durumda. Tabii ki siz siz olun maden bulmuş gibi arayanlara itibar etmeyin, konuyu sadece ve sadece avukatınızla çözümleyin. Bir kazadan salimen kurtulduktan sonra alacağınız tazminatı da karanlık ellere kaptırmayın. Sigorta simsarı aramalarına itibar edip te vekaletname çıkaran pek çok vatandaş sonrasında soluğu savcılıklarda avukatlarda arıyor, kesin bilgidir.
Kişisel verilerinizin başkalarının eline nasıl geçtiği hususunda “avukatların” isimleri kullanılsa bile belki de çok ufak azınlık dışında meslek yeminine sadık, mesleki ahlaka sahip avukatların bu konunun dışında olduğunu da bir kez daha üzerine basarak not ediniz.
Saygılarımla.