Sadece Bursa değil aşağı yukarı tüm şehirlerimizde 'futbol okulu' panayırlarının kurulduğu mevsimdeyiz.
Türkiye'de altyapının ciddiyeti hep sorgulanıyor ama ciddi bir sorgulama olamıyor bu. Futbol okulları çoğunlukla forma-malzeme satma ve yaz boşluğunda çocuklarla ailelerini eğleme işlevi görüyor. Futbolcu adaylarını elmas gibi yontması gereken altyapılar, ergen doğrama atölyesi olarak işliyor. Teknik-taktik anlayışın ötesinde, asıl, ergen ve gençlerle meşgul olmanın gerektirdiği psikolojik özenden uzağız.
Dönelim Bursaspor’a…
Alt yapıda yeni bir oluşuma gidilmiş, Mesut Ünal, Gençlik Geliştirme Programı Sorumluluğu görevine getirilmiş, hayırlı olsun.. Sevgili hocamızın ekibinde İçlerinde yakın dostumuz olanlar da var, sadece merhaba dediklerimiz de… Hepsinin bilgi, deneyim ve insani ilişkilerine güvenimiz inancımız tam...Alt yapı bayrağını ‘Kral’ Okan Yılmaz’dan teslim alan sevgili kardeşimiz geçmişte de bu görevi üstlenmişti.
Şimdi gelelim işin akıl almaz boyutuna. 5 teknik adam ile sezonu noktalayan Bursasporún üst yapıyı barındıran Özlüce’deki baş döndüren trafiği ne ise, Vakıfköy’de de aynen öyle... Bu serzenişimin Enes Çelik başkanlığındaki yönetim ile asla ilgisi yok. Hiç şüphe yok ki; göreve yeni gelmenin getirisiyle haklı olarak yeni bir yapılanmaya gerek duymuş olmalılar.
Ne var ki; Bursaspor’da forma giyip de futbolu bıraktıktan sonra Vakıfköy’ün kapısından girip alt yapıda görev yapanları burada yazmaya kalksak bu sayfada yer kalmaz! Onun için başlığa astığımız gibi ‘Alt Yapının Bahtsızlarıdır’ onlar!
Avrupa altyapılarında bu ilgi-sevgi emeği çok önemseniyor oysa. Mesela gururumuz Borussia Dortmund’da forma giyen Salih Özcan’ın yetişmesini örnek vereyim. 21 yaşında Almanya’da oynamaya başlayan gurbetçimiz her gün oturduğu kasabadan idmana kulübünün görevlendirdiği bir sosyal hizmet uzmanı tarafından getirilip götürülüyordu…
2005-06 SEZONUNDA SÜPER LİG'E YÜKSELEN BURSASPOR'UN FUTBOLCULARI MESUT ÜNAL, SERDAR TOPRAKTEPE VE EGEMEN KORKMAZ ŞAMPİYONLUK BAYRAĞINI VAKIFKÖY'E BU ŞEKİLDE ASMIŞLARDI...
Dünya, Avrupa şampiyonluklarının yanı sıra, Real Madrid ve Barcelona gibi kulüpler bazında da şampiyonluk kupalarını kucak kucak müzelerine götüren İspanya futbolunun başarısını yakalanan müthiş jenerasyona bağlamak asla mantıklı değil. Bugün Arda Güler’in 68 milyon euroluk transferi ile gözlerimizi fal taşı gibi açtıran Real Madrid altyapısı çeyrek yüzyılı aşkın zamandır ilmek ilmek örüyor o yetenekleri. İki sezon öncesi Real Madrid’e 100 Milyon Euro kazandıran Rodrigez, Hakimi, Llorente, Sanchez, Javi Hernandez, Requilon ve de diğerleri bir çırpıda ortaya çıkmadı. Sabrın, birikimin, deneyimin, teknolojinin, bilimin ürünü onlar…
Geçmişte Gençlerbirliği’ni çalıştıran Thomas Doll’un bile kısa sürede farkına varıp, uyarıda bulunduğu o müthiş tespitle bitirelim.
Bakın ne demişti alt yapıda dünyaca ünlü Alman hoca:
‘Birçok orta sınıf futbolcu astronomik paralar istiyor. Siz, bu futbolculara böyle paralar verir, altyapı hocaları ve yardımcı antrenörlere hak ettiklerini vermezseniz, Türk futbolunun ilerlemesini beklememelisiniz.’