Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.
Ölüme bağlı bir tasarruf sonucu saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan bu tasarruflarının tenkisini (indirimini) dava yolu ile talep edebilirler (TMK m. 560/I).
Ölüme bağlı bir tasarruf sonucu saklı paylarının karşılığını alamayan saklı pay sahibi, mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaları (tebberru), onların saklı paylarını aşan kısmı ile orantılı olarak tenkise tabi olur (TMK m.561/I). Murisin vasiyetname ile yaptığı tasarruf, ölüme bağlı bir tasarruf olup, mutlak tenkise tabidir.
Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili yenilik doğurucu davalardandır. Tenkis davasının öncelikli koşulu; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.[1]
Uygulamada genellikle sadece tenkis davası yerine, vasiyetnamenin iptali ve tenkisi istemiyle terditli dava açılmaktadır. Bu yönde açılan terditli davada, öncelikle dava konusu vasiyetnamenin iptali, iptale karar verilmediği takdirde murisin, ölüme bağlı tasarrufu ile karşı taraf lehine yapılan kazandırmanın tenkisi talep edilmektedir.
Tenkisin olup olmayacağı, olacaksa oran ve miktarının tespitinde ilgili düzenlemeler aşağıdaki gibidir.
TMK'nın 560/I inci madde fıkra maddesine göre; "Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler."
TMK'nın 56I/I inci madde fıkra maddesine göre; "Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur."
Yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde mahkemece aşağıdaki sıralı inceleme ve hukuki değerlendirme yapılır:- Saklı pay sahibi mirasçı ile saklı pay oranları belirlenir (TMK m. 506).
Böylece, tereke ile ilgili olarak, saklı paya el atmanın bulunup bulunmadığı yasal düzlemede belirlenmiş olur.
- Tasarruf edilebilir kısmın hesaplanması için, tereke mal varlığı tespit edilir (TMK m. 508-509).
Terekenin aktifinde olası taşınır ve taşınmazların değeri, mirasbırakanın ölüm günündeki durumuna göre ayrı ayrı belirlenir (TMK m. 506 ve devamı). Hesap yapılırken, murisin ölüm tarihine göre TMK'nın 506’ncı maddesinde öngörülen saklı pay miktarları esas alınmalı, faizin başlangıcının ise, karar tarihi olması gerekmektedir.
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi, kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK. m. 669) ve tenkise tabi (TMK. m. 514, 565 ) olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri, terekenin yazımı, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur.[2]
Böylece, terekenin aktif ve pasifi tespiti edilmiş olur. Bunun sonucunda, saklı paya tecavüz edilip edilmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır (TMKT m. 564).
- Alanında uzman bilirkişi kurulundan tenkisle ilgili bir rapor alınarak denetime açık bir hesap yaptırılmalı, Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarın tespiti gerekir. (TMK. m. 507 ) Miras bırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.- Tenkisle ilgili TMK'nın ilgili hükümleri doğrultusunda inceleme ve hukuki değerleme yapılarak, tenkis talebiyle ilgili nihai hüküm kurulur.
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.