NEDEN BAŞKAN OLUNUR?

Mustafa ÖZKESKİN

1 yıl önce

Spor kulüpleri hizmetleri ve elbette bunların başkanlık makamlarını birileri çok zahmetli olağanüstü özveri gerektiren yerler olarak lanse etseler de inanmayınız…

Zira bu makamlar çok cazip yerlerdir...

Başkan olursanız hiçbir sektörde göremeyeceğiniz bir yükseliş trendi ile yükselir, tanınırlık ve ününüz arttıkça da o oranda maddi, manevi kazanımlarınız da artar.

Nasıl mı?

Çünkü bu işte fiyaka var, çıkar var.

Her türlü! 

Hayatta görüşemeyeceğin bir kimliği ayağına çağırabilir, bir selamla dünyanın işini bitirebilirsin.

Mahallende bile tanınmazken, ekranlarda boy gösterip, gazetelerde yayınlanan posterlerinle bırakın kenti, ülkenin önemli simaları arasına girebilirsin. Kendini kabullendirmenin, her türlü hatanın en kolay kabul edilebildiği mertebedir…

Futbol kulübü yönetmek bir hobi olarak başlar ve ülkenin en önemli getirisi olan sektörü haline dönüşür. Bu denli büyük bir sektörün kullanacağı çok önemli iki enstrüman vardır…

Biri taraftar, diğeri ise medya... 

İlkini kontrol etmek yetenek ve birikim ister...

Ama en önemlisi hüner ister…

Merhum İbrahim Yazıcı’nın başardığı, deneyimli Erkan Körüstan ile Recep Bölükbaşı’nın çarşafladığı, Ali Ay’ın ise acemilikten şaşırıp bocaladığı, Mesut Mestan ile Erkan Kamat’ın onca tecrübelerine rağmen çuvalladığı, son olarak Emin Adanur ve Furkan Banaz ikilisinin görev sürelerinde bir arpa boyu bile yol alamadığı gibisinden örnekleri Bursa yakın geçmişte yaşayarak test etti...

Bir yönetici için medyayı kullanmak ise daha kolaydır. Ama siz haftanın 6,5 günü medyada ‘ben’ olarak yaşayıp, sadece yarım günlüğüne basında ‘biz’ oluyorsanız o zaman doğacak sıkıntılara da katlanacaksınız.                                                                                                   

İşler iyi giderken her şey iyidir. Lakin süre uzadıkça tribün diliyle etraftaki pedalcılar, yancılar, sinyalciler, köstebekler başlar adamı dürtmeye!

Ağasın, paşasın, senden büyük yok! Bu kararın muazzamdı’ diyerek başkanı gazlamaya başlarlar.

İşte o an filmin koptuğu, işin bittiği andır!

Futbol takımında yenilgiler başlar. Değişiklikler yaparsınız...

Hoca, yönetici, kulüp müdürü, futbolcu, doktor, masör, malzemeci, çimci, güvenlikçi…

Amma vellakin tren kaçmıştır!

Artık çare bulamazsınız ve yara dikiş tutmaz.

Bu bir hastalıktır!

Gözlem ve deneyime dayanarak art niyet olmadan yazıyorum…

Tanıdığım başkanlardan bazılarını istem dışı da olsa bu hastalığa yakalandıklarına tanık oldum.

Acı ama inanın gerçek!  

YAZARIN DİĞER YAZILARI