Bursaspor ‘Bay Başkanı’ nın Divan Kurulu’nda dizi dizi incilerle(!) döktürüp pehlivan tefrikaları gibi sayfalar dolusu nice yazılara konu olacak konuşmalarında o kadar çok konu ve materyal var ki... Biz bugün dikkatimizi çeken bir ayrıntıyı yazıya döküp diğer veciz değerlendirmelerin kaleme almayı sonraki günlere bırakılım...
‘Bay Başkan’ Divan Kurulu’nda görevi bırakması için imza toplayanları ve de verenleri, kendisini pankartlara protesto edenleri açtığı yolsuzluk davalarını karşı olmakla yaftalayıp, ağır bir dille suçlamış!
Futbolda taraftar tepkisi önemlidir. Bursaspor gibi yıllardır acı çeken bir camia için çok daha önemlidir. O taraftar ki; Yenişehir Havaalanı’ndan, Yalova ya da Topçular vapur iskelelerinde gece yarıları takımlarını çiçeklerle alkışlarla karşılamış, Bursa’ya konvoylar eşliğinde taşıyıp bağırlarına basmışlardır.
Demek istediğimiz olumlu ya da olumsuz protestolar olağandır.
Demek oluyor ki; 'Yönetim uyuma, taraftara sahip çık' sloganının yerine 'Taraftar uyuma, kentinin takımına sahip çık' diye birilerine seslenmenin zamanı çoktan geldiğinin hatta geçtiğinin farkındalar.
Önemli olan ‘duyan var mı?’
Bugün isyan eden, öfkelenen, tepki koyanlara sadece taraftar olarak bakamayız.
Onlar ‘ forma-kombine alın, kulübe destek verin’ dendiğinde hiç düşünmeden harcayanlar...
Hem de hiç hesap/kitap yapmadan..,
Onlar gece 01’de evde olmak pahasına Bursa’nın bir ucundan diğer ucuna giden insanlar... Hem de pazar veya hafta içi geceleri hafta içi geceleri fark etmeksizin.
Yani sabah erkenden aynı mesafeyi iş ya da okul için gidecekken...
Onların ceplerindeki bozuk paralar kapılarda toplanırken, kimse eve dönecek paraları var mı diye sormazken...
Onlar aynı zamanda, ne kadar kötü mal satarsan sat..Ne kadar kötü davranırsan davran, seni terk etmeyen sadık müşteriler.
Onlar iyi takım, iyi oyun istiyor...
Onlar yıllardır olduğu gibi uyutulup artık enayi yerine koyulmak istemiyor.. Çünkü onlar Yeşil Beyaz renklerine ölümüne sevdalanmış birer taraftar.
Stadının zeminin futbola elverişsiz olduğu gerekçesiyle Minareli Köy’de oynanmasını asla kabullenmez. Çünkü onlara için ‘Timsah Arena’ kutsaldır.
O taraftar denen Yeşil Beyaz sevdalıları topun üç direğin arasından geçip geçmediğiyle ilgilidir...
Onun işi; tabelada bir fazla gol atıp atmadığıyla ilgilidir...
Hele takımı bugün olduğu gibi dibe çökmüşse gelecekten umudunu kesmişse...
Takımı kaybetmeyi alışkanlık haline getirmişse utanır.
Mabet olarak gördüğü Timsah Arena’da rakipler tarafından sürekli teslim alınıyorsa çıldırır. Bu durumda birilerinin canının yanmasını ister ve başlar birilerini istifaya çağırmaya...
Aynen bugün olduğu gibi, teknik adam, başkan ya da yönetim hiç fark etmez.
Protesto olağandır; dedik ya önemli olan duyan var mı?
Hiç umudum yok ama inşallah çok geçmeden birileri duyar!