Benzer öykülere tanık olmuşuzdur. Bu en çarpıcısı.
İstanbul ‘da iyi bilinen bir beş yıldızlı otel. Otelin sahibi yaşı epey ilerlemiş, çoluk çocuğun bu işi yürüteceğinden de hayli şüpheli.
Ne yapsın, aklına ilk gelen düşünce oteli satmak. Piyasada bu işle ilgilenen birkaç kişiye ulaşıyor, maksat fazla duyurmadan uygun bir fiyatla Oteli devredip çocuklara bir kısmını pay ettikten sonra emekliliğin doyasıya tadına çıkarmak.
Nihayetinde yurt dışı bağlantılı bir firma temsilcileriyle pazarlık masasına oturuluyor.
Uzun müzakereler sonucu üç aşağı beş yukarı 15-20 Milyon Euro arası bir fiyatta mutabık kalıyorlar.
Onlarca ayrıntıyı geçtikten sonra iş, enteresan bir noktada tıkanıyor. Zira Otel özel nedenlerle “şirket hisseleri devredilmek suretiyle” satılmak durumunda.
Zaten dünyada da bu tür varlıklar genellikle hisse değişimi ile el değiştirir.
Ancak sürprizz!.. Otelin sahibi şirket bildiğiniz Limited şirket, Şirket hisselerinin satışında milyonlarca Euro karşılığı TL vergiler sırada, istisnası mistisnası yok.
Satıcı, çözüm bulmuşçasına klasik Türk işi yöntemle, şu kadarını resmi gösterelim diyor, kalan meblağ çantayla açıktan elden ödensin. Alıcı diyor ki, biz ciddi bir kuruluşuz, bir kuruşu açıktan getirme verme şansımız yok.
15-20 Milyon Euro tutarındaki alım satım projesi özetle bu noktada yatıyor.
Satıcı da alıcı da mutsuz bu sonuçtan. Hatta döviz girdisi olacaktı, memleket ekonomisi de mutsuz.
Oysa bu şirket Anonim şirket olarak tür değiştirmiş olsaydı vakti zamanında,
Hisseleri de batırmış ve teslim etmiş olsaydı, aradan sadece iki sene geçtikten sonra bu satış gündeme gelseydi, iki taraf ta mutlu olacaktı.
Tek kuruş vergisi olmaksızın otel/şirket basit muamelelerle el değiştirebilecekti.
Memleketin bütçesine de kalıcı yatırım olarak 20 Milyon Euro bir para girişi söz konusu olacaktı.
Kıssadan hisse, şirketin türünü belirlerken, hatta mevcut işletmeyi yürütürken, ileriyi görebilmek, geçmişten ve tecrübelerden de ders almak, sonuçta da mutlu olmak gerek.
Kalın sağlıcakla…