Geçen hafta köşemizde, Nisan 2022’de kabul edilen Spor Kulüpleri ve Federasyonları Kanunu ışığında devlet ile spor teşkilatlanması ilişkisine ana hatlarıyla giriş yapmış, son paragrafta ise kulüp ve spor anonim şirketlerini bir sonraki haftaya bıraktığımızı belirtmiştik.
Evet, Nisan 2022’de kabul edilen yasayla spor dünyamız için iki yeni tür kurum icat(!) edildiğini belirterek başlayalım: Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri.
Birinci türde, spor dünyasında artık “dernek” yok, yerine “kulüp” denecek diyor yasa. Demesine diyor da, bakıyorsunuz kulübün her şeyi bildiğiniz “dernek”. İsmi biraz daha havalı o kadar. Spor Bakanlığına bağlanmış, devletin, siyaset kurumunun daha ve daha bir içine hapsedilmiş. Bu türü daha fazla işlemeye gerek görmeyeceğim, zira bildiğiniz eski dernek yapısına yeni cilt kapak yapılmasından, makyajlardan öte dişe dokunası unsuru yok.
Diğer tür ise “Spor Anonim Şirketleri.” Bu tür de ticaret hukuku hocalarımızdan tutun da spor dünyasının içinde olan tüm akademisyenler, hukukçular, uygulayıcıların şaşkınlık, şüphe, merak, endişe velhasıl diğer negatif değerlendirmelerini beraberinde getirmiş. Neden mi? Türünün ilk ve tek örneği çünkü. Spor Anonim Şirketleri, bildiğiniz kulüpleri (eski dernekleri) tüm hakları ve borçlarıyla devralabilecek. Ancak şirketin kontrolünün kulüpte kalması şartıyla. Yani; sermayeyi şirket ortakları yatıracak, elini taşın altına koyacak, ancak bu ortaklar şirketi kontrol edemeyecek, ancak spor kulübü hakimiyete sahip olacak. Yine şirket ortakları, hiçbir imtiyaza sahip olamadan, klasik azınlık ortak olarak, kulüp anonim şirketi yönetiminde önemli söz sahibi olamayacak. Üstelik şirket kurucularının herhangi bir şekilde kâr beklentileri de söz konusu olamayacak.
Gerek kulüp gerekse anonim şirket yöneticilerine yönelik 17-18 ayrı suç ve ceza ihdas edilmiş. Bu da yetmemiş, yöneticilerinin malvarlığı ile sorumluluklarına kadar ağır hükümler getirilmiş. Bu şartlarda, hangi sermaye sahibi kişi, Spor Anonim Şirketlerinde ortaklık yapısına girmeye cesaret eder? Gerçekten zor.
Spor hukukunda otoritelerden olan ünlü bir hukuk hocamız der ki; “bundan sonra spor kulübünde veya şirketinde yönetici olacaklar kendilerine bir ceza hukuku uzmanı bir de özel hukuk ticaret hukuku uzmanı bulsalar iyi olur.”
Spor, kamusal alana da girmekte doğrudur. Ancak; kulüplerin ve spor şirketlerinin, devletin tüm kurumlarının adeta vesayeti altına alınması, bu dünyanın tabiatına aykırı olduğu gibi, CAS Spor Tahkim Mahkemesi ve FIFA ilkelerine, ilke kararlarına da aykırı. Bu aykırılıklar yakında UEFA ve diğer uluslararası yetkili kurumların da dikkatini çekecektir.
Spor teşkilatları yapılanmasında her ülkenin ayrı bir türküsü var. Avrupa’da bile yeknesaklık yok. İngilizlerin federasyonları bile şirket, kulüpler şirket, detaylı kanunlar yok. Almanlar klasik dernek yapılanmasına daha bir yakın ama şirketlere de göz kırpmış, Bayern gibi iki şirkete istisnalar bile tanınmış. Amerika boyutu bambaşka ve daha liberal. Bu düşünceyle bizde de özgün yapılar olması anlaşılabilir ancak, siyaset ve kamunun bu kadar işin içine girmesi, sporun özel alandan çıkarılması, hele hele hapis cezaları ve para cezaları ile birlikte geniş maddi sorumluluklarla dolu bir yapıda, yönetici olma olasılığı bile ürkütücü.
Şahsi kanaatim (ki bu dünyanın içindeki tüm otoriteler de haklı biçimde seslendirmeye başlamıştır) kervanın yolda düzüleceği gibi iyimser görüşlerin pek gerçekçi olmadığı, ve 7405 sayılı kanunun baştan aşağı elden geçirilerek daha rasyonel hale getirilmesi gerektiği yönündedir.
Son olarak, 13 Ocak 2023’te Sn. TFF Başkanvekili İbrahim Burkay sorumluluğunda sunulan “THE GAME PLAN” çalışması, ses getirecek, profesyonel ve nefis bir girişim. Futbolun bugününden geleceğine her yönüyle ele alınacağı, tespitlerin, tedavilerin ve stratejilerin ciddi bir yol haritası ile aksiyon planına dönüşeceği, bu belgenin de Türk futbolunun bilindik hastalıklarının teşhis ve tedavisiyle Avrupa ve dünya futboluna sürdürülebilirlik ve toplam kalite bakımından yaklaşmasına ön ayak olabileceği, bizleri ümitlendiren ve oldukça ciddiye alınması gereken bir çalışma. Çalışmanın tüm paydaşlarını da şimdiden tebrik ediyoruz.
Saygılarımla.