Yeliz Toy: 'Bursa'da öğrencilerin kaderini adresleri belirleyecek!'

H. Gül KOLAYLI

2 ay önce

Bizim zamanımızda liseler, ticaret, öğretmen, meslek lisesi vardı. Sonraları Anadolu Lisesi açıldı, biz ona yetişemedik... 

Okumak isteyen sonuna kadar giderdi. Meslek liselerinden mühendislikleri kazanıp mezun olan çok sayıda tanıdığım var. Ticaret lisesi mezunları Yüksek Ticaret Okulu ile İktisadi Ticari İlimler Akademisi'ne gidebilirdi. Başka fakültelerde okumak isterse de klasik liselerin mezuniyetteki fark sınavına girip  denklik diploması almak zorundaydı... 

Ayrıca biz sonuncusuyduk. İlkokulda, ortaokulda ve lisede mezun olabilmek için eğitim süresince okunan derslerden sınava tabi tutulurduk. Misal, liseden mezun olabilmek için lise 1, 2 ve 3. sınıf derslerinden sorumluyduk.

Sınıfta kalma vardı. Çift dikiş denirdi... Benden 5, 6 yaş büyük sınıf arkadaşlarımla okudum... İsteyen istediği liseye giderdi... 

Dersler çetindi, sınıf geçme ile mezuniyet de... Hak eden mezun olurdu. Meslek liseleri kıymetliydi. . Hem iş bulabilme yani hayata  erkenden atılabilme açısından, hem de üniversite okuyabilme açısından... 

Meslek liseleri bizden birkaç dönem sonra  talep çokluğundan sınavla öğrenci almaya başlamıştı... Akademik başarısı düşük olanlar değil, yüksek olanların gittiği bir okuldu.. Dolayısıyla da meslek liselerinden üniversiteye geçenler çoktu.   

Üniversite sınavına komşumuzun oğlu Ziya'dan aldığım üniversiteye hazırlık kitabından bir aylık çalışmayla hazırlanmıştım... Yüksek bir puanla da üniversiteyi kazanmıştım.   

Eğitim sistemi şimdiki gibi değildi. Üniversite mezunlarının işsizlik sorunu yoktu. İşsizlerse de iş beğenmemeden kaynaklıydı. Üniversitelerin çalışanlar için gece bölümleri vardı. 1980 darbesinden sonra kapatıldı.

Şimdi ise, plansız açılan üniversiteler, fakülteler, bölümler, meslek dallarında ihtiyaçtan on binlerce fazla mezun... 

Sonuç: Atanamayan öğretmenler... Mühendisliklerde yüzde 25'İ geçen işsizlik oranları... Hukukta, eczacılıkta, iletişimde pek çok alanda ihtiyacın çok üstünde verilen mezunlar ve işsizlik... 

Ne yazık ki çocuklarımızın  üniversiteye gidebilmek için de ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra LGS sınavına girip Anadolu ve Fen Liselerini kazanmak gerekiyor.

Çocuk kazanamazsa, İmam Hatip Liselerine ya da Meslek liselerine gitmek zorunda kalıyor... Normal lise diye bir şey yok artık! Parası olan çocuklarını özel okula gönderiyor. Bundan sadece 7 yıl önce ödenebilir olan özel okul ücretleri o kadar yükseldi ki,  artık beyaz yakalılar bile ödeyemez oldu. 

Bir tanıdık, yazlığını sattı, lisede okuyan iki torununun mezuniyetine kadar özel okul ücretlerini ödeyebilmek için. Zira mühendis olan kızı, evlatlarının özel okul masrafını karşılayamaz oldu. 

Eskiden iktidar değiştiğinde Milli Eğitim bürokrasisi, sistemi, kitaplar değişirdi. Artık MEB'te  aynı iktidarda her bakan değiştiğinde her şey tepeden tırnağa değişiyor... 

BURSA'DA OKUL TÜRLERİNE GÖRE KONTENJAN TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA

Eğitim İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy zaman zaman genel ve yerel eğitim sistemine dair çekincelerini, uyarılarını ve önerilerini gündeme getiriyor... 

 Toy'un yaptığı son basın açıklaması şöyle:

"...Bursa’da sekizinci sınıfta öğrenim gören 40 bin 428 öğrenci için LGS ’de nitelikli okul olarak belirlenen okul türlerine yalnızca 6 bin 828 kontenjan açılmıştır. Okul türlerine göre kontenjan dağılım oranları Türkiye geneli kontenjan oranlarının altında kalmıştır.

17 ilçede toplam 8 Fen Lisesine 810 kontenjan, Sosyal Bilimler Liselerine yalnızca 240 kontenjan ayrılırken, akademik eğitim almak isteyen öğrencilerin en çok tercih ettiği Anadolu Liselerine de 2 bin 430 kontenjan ayrılmıştır."

Üniversite eğitimine yönelik alanlardaki kontenjan azlığını edeğerlendiren Yeliz Toy şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:

"...Bursa İl Milli Eğitimi de bir kez daha akademik eğitimden vazgeçtiğini, sanayi ve sermayenin beklentilerini karşılamaya dönük politikalar ile tercih edilmeyen İmam Hatip Okullarında ısrarını sürdürdüğünü göstermektedir.

Anadolu Teknik Eğitim ve Anadolu Meslek Eğitimi programı uygulayan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri kontenjanı 1938’e yükselirken, Anadolu İmam Hatip Liseleri kontenjanı da artırılarak 1410 olarak açıklanmıştır."

TÜRKİYE GENELİNDEKİ DURUMA GELİNCE... 

Eğitim İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy Türkiye geneliyle Bursa'daki durumu şöyle karşılaştırıyor:

"...Türkiye genelinde sınava giren 992 bin 906 öğrenci için 203 bin 638 sınavla öğrenci alan okul kontenjanı açılmıştır. Bursa’da ise sınavla öğrenci alan okul kontenjanı 6 bin 828 olarak belirlenmiştir. Türkiye genelinde başvuru yapan öğrencilerden sınav sonucuna göre nitelikli okullara yerleşecek öğrenci oranı yüzde 20,5 iken Bursa’da bu oran yüzde 16,88’de kalmıştır.

 Türkiye genelinde adrese dayalı okul türlerine yerleşecek öğrenci oranı yüzde 79,5 iken Bursa’da bu oran yüzde 83,11 olarak gerçekleşecektir.

 Bursa’da sınavla yerleşecek öğrenci oranı yüzde 16,88’de kaldı. Adrese dayalı yerleşecek öğrenci oranı ise yüzde 83,11."

MESEM'LER VE ÇOCUK İŞÇİLER

Yeliz Toy'un eleştirileri arasında MESEM'ler de yer aldı:

"...Türkiye’nin en güzide şehirlerinden biri olan Bursa’da, çocuklar akademik eğitim olanaklarından yaşıtlarına göre daha uzak ve daha niteliksiz bir eğitime mahkûm ediliyor.

Ulusal ve uluslararası ölçme değerlendirme sınavlarında da görüldüğü üzere Bursa Milli Eğitimi, kentin çocukları için değil ideolojik amaçları ve sanayinin ihtiyaçları için çalışıyor.

Adeta çocuk işçi bulma kurumuna dönüşen Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü 2024 yılı için geçtiğimiz günlerde MESEM’lere kayıtlı 9. sınıf öğrenci sayısını 5 bin 123 olarak açıklamış, 2028 hedefini de 9. Sınıflarda 7 bin öğrenci olarak ortaya koymuştur.

MESEM’de kayıtlı toplam öğrenci sayısını ise yine gizlemiştir.

Hedefleri arasında ‘’Öğrencilerin 7 ve 8. sınıflardan başlamak üzere mesleki eğitim alarak istihdam edilebilirliklerini’’ ortaya koyan Bursa İl Milli Eğitim Müdürü 15 yaşındaki çocuk işçiliğin yeterli olmadığını ve 13 yaşındaki çocukların işçileştirilmesini hedeflediklerini söylemiştir.

 Bursa’da bir strafor imalathanesinde çalışan 13 yaşındaki öğrencinin iki gün önce kolu doğrama makinesinde parçalanarak koptuğu haberi duyulmuştur. Öğrencimiz hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından herhangi bir açıklama yapılmamasını ve her gün artan iş cinayetleri ile iş kazalarına dair herhangi bir önlem alınmamasını kınıyoruz.

Eğitim-İş olarak her çocuğumuz için nitelikli, laik, bilimsel, çağdaş eğitimi savunmaya, öğrencilerimizin yaşam ve eğitim hakkını korumaya devam edeceğiz."

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI