Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde üniversiteden mezun olduktan sonra köyüne giderek dedelerinden kalan mesleği devralan genç çifti, 12 bin tarihe geçmiş siyez buğdayı yetiştiriyor.
Üniversiteden mezun olduktan sonra memleketi Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine dönerek çiftçilik yapmaya karar veren Yasin Ciğerci, geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve "Hitit buğdayı" olarak anılan coğrafi işaretli siyez buğdayının üretimini yapmaya başladı. Ata tohumu siyezi köydeki tarlalara eken Yasin Ciğerci, hasat zamanı siyezi geleneksel usullerle taş değirmende işleyerek Türkiye’nin dört bir tarafına göndermeye başladı. Ciğerci’nin ürettiği ürünler Türkiye’nin dört bir yanında yoğun ilgi görüyor. “Atamın bana bırakmış olduğu değeri biliyorum, mirasa sahip çıkıyorum”
Üniversite eğitiminin ardından tarıma ilgi duymaya başladığını ifade eden Ciğerci, “12 bin yıldan beri genetiği değişmeyen ata tohumu siyez buğdayını üretiyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonra tarıma merak sardım ve ilgilenmeye başladım. Atamın bana bırakmış olduğu mirasa sahip çıkmaya karar verdim. Araştırarak tarım yapmayı seviyorum, atalık tohumlarımıza sahip çıkmalıyız, değerini bilmeliyiz. Atalık tohumları araştırıyorum ve buluyorum, ondan sonra sahip çıkarak değer veriyorum. Toprağı işlemeyi seviyorum, bu işi yapmak için bu işe aşık olmanız gerekir. Geliştiğini görmek insanı mutlu ediyor. Çünkü vermiş olduğunuz emeği almaya başlarsınız, ektiğiniz tarlayı geliştiğini görmek çok önemli. Toprak ilgi ister ve sizin ilginizi anlamak ister. Ekim yaparken ilaç ya da gübre vermiyoruz. En doğal şekilde ekimini yapıyoruz. Siyez buğdayını incelemek için tarlamızda araştırma yapıyorum, gözlemleme yapıyorum, büyüyebilmesi çok farklı. Çünkü kendini yağmur suyuyla ve kar suyuyla kendini besleyebiliyor. Ek olarak su vermiyoruz. Her buğdayın kendine göre gelişimi var. Siyez buğdayı kendine göre de büyüme gösteriyor. Yeşillendiğini görmek toprağı sevdiğini gösteriyor. Bundan sonraki aylarda boy vermeye başlayarak büyüyecek. Hasadını yaptıktan sonra kendi taş değirmenimizde işleyeceğiz. Bizim için çok iyi bir ürün, üretiyorum üretmeyi seviyorum ve herkes üretebilmeli. Ben genç çiftçi olarak ektiğim ürünün karşılığını alabiliyorum. Çünkü toprağın değerini biliyorum ve atamın bana bırakmış olduğu değeri biliyorum, mirasa sahip çıkıyorum” dedi.