USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'AB müzakere etme yeteneğini korumalıdır'

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “AB müzakere etme yeteneğini, sorunları konuşarak çözme yeteneğini korumalıdır” dedi.

'AB müzakere etme yeteneğini korumalıdır'
12-09-2017 20:48
Google News

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, İngiltere’nin başkenti Londra’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Çelik, Avrupa Birliğinin müzakere etme yeteneğini kaybetmemesi gerektiğini belirterek, “Estonya’da Avrupa Birliği gayri resmi dışişleri bakanları toplantısına katıldım. Bu toplantı AB ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla özellikle son zamanlarda Türkiye’yle müzakereler durdurulsun ya da askıya alınsın gibi açıklamaların hemen arkasına denk geldi. Avrupa Birliği açısından Avrupa Birliğindeki bazı ülkelerin Avrupa Komisyonuna ya da belli AB kurumlarına talimat vermesi, emir vermesi şeklinde bir yaklaşım görüyoruz. Bunun başlıca bir AB krizi olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“BİZİM AÇIMIZDAN TÜRKİYE’NİN AB TAM ÜYELİK STRATEJİSİ KORUNUYOR”

Türkiye-AB ile ilişkileri ve Almanya ile ilişkilere değinen Bakan Çelik, “Bizim açımızdan Türkiye’nin AB tam üyelik stratejisi korunuyor. Bunun için çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Aynı şekilde Almanya söz konusu olduğunda Almanya çok önemli bir müttefikimiz, dost bir ülke. Fakat zamanlarda Alman hükümetinden kaynaklanan özellikle referandum sürecinde ülkemize karşı yönelen olumsuz tavırlar. Bizim bunlara vermemiz gereken bir takım cevapları ortaya çıkardı. Nitekim ilk defa NATO’nun bu kadar Atlantik ilişkilerde bir kriz alanı olarak öne çıktığını görüyoruz. Biliyorsunuz ABD, AB ülkelerinin NATO’ya dönük mali mükellefiyetlerini daha da arttırmasını istiyor. Buna karşı Almanya’nın ve diğerlerinin itirazları var. Bu tartışmanın sonucu da çok enteresan bir yerlere geldi, dayandı. Ben bunun İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra ilk defa ortaya çıktığını tespit ediyorum o da şu: Şansölye Merkel, görüyorum ki dedi ‘Başkan Trump’la bu NATO konusundaki tartışmalardan sonra artık müttefiklerimizle ilişkilerimizin eskisi gibi yürümeyeceğini görüyorum. Avrupa’nın kendi savunmasına dönük olarak yeni tedbirler alması gerektiğini, yeni çalışmalar yapmamız gerektiğini değerlendiriyorum’ dedi. O günden beri de Avrupa’nın güvenliği, savunması ile ilgili acaba bir Avrupa ordusu kurulabilir mi şeklindeki kadim tartışma yeniden alevlenmiş oldu. Bütün bu çerçeveye bakıldığında şimdi işte yeni terörizme karşı hibrit merkezler kuruluyor. Avrupa’da da bu yönde bir hareketlilik var. Özetlediğimiz bütün bu tablo iklim anlaşmasıyla ilgili tartışmalar da buna dahil, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan statükonun değiştiğini, yeni bir tablonun önümüze gelmekte olduğunu gösteriyor. Bu tablo nasıl şekillenecek bilmiyoruz. Biz de ülkemizin çıkarları açısından tüm bu değişkenler içerisinde Türkiye’nin çıkarlarını, istikrarını korumak açısından gereken hassasiyeti göstermek, gereken çalışmaları yapmak durumundayız” diye konuştu.

“PEK ÇOK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELE EDERKEN BİLE, AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NE BAĞLILIĞIMIZI İFADE ETTİK”

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik şöyle konuştu:

“Zaman zaman Türkiye, Avrupa Birliğinden uzaklaştı diye açıklamalar yapılıyor. Bu doğru bir açıklama değil. Bakın biz bu kadar bir darbe girişiminden sonra Avrupa Birliği’nden hiç destek görmediğimiz halde ve pek çok terör örgütüyle mücadele ederken bile, olağanüstü hal ilan ettiğimizde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bağlılığımızı ifade ettik.”

“Biz konuşmaktan kaçacak olsaydık, gelin 23’üncü 24’üncü fasılları açalım demezdim”

“Son zamanlarda Almanya’nın Avrupa Komisyonu’na ya da AB Konseyi’ne talimat verir gibi konuşması maalesef bu ırkçıların argümanlarını güçlendiren sonuçlar doğurabilir” diyen AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “Bu Avrupa Birliği için iyi değildir. AB müzakere etme yeteneğini, sorunları konuşarak çözme yeteneğini korumalıdır. Türkiye’nin en çok eleştirildiği alan nedir? İfade hürriyeti, hukuk devleti gibi konular. Eğer biz konuları konuşmaktan kaçacak olsaydık, ben gelin 23’üncü 24’üncü fasılları açalım demezdim. Tam tersine biz bu konuları AB ile konuşmak istiyoruz. Beraber ilerlemek istiyoruz. Onun için de diyoruz ki gelin 23’üncü 24’üncü fasılları açalım. Şimdi enteresan bir tablo ortaya çıkıyor. Diyorlar ki fasılları açmak için ön şart var. Bu şu demektir. Benim seninle konuşmam için bir takım ön şartlarım var demektir. Bu işin doğasına aykırı. Fasıllar ne için var. Konuşmak için, beraber ilerlemek için var. Fasılları kapatmak için ön şart vardır. Nedir o? O fasılları açtığınızda konuştuğunuz konulardır. Yani bunları yerine getiriyorsanız bu fasıllar kapanır” diye konuştu.

“BREXİT ŞU DEMEK: AB ARTIK ESKİ AB OLMAYACAK”

Brexit sürecinin de son derece önemli bir süreç olduğunu belirten Bakan Çelik, “Brexit şu demek: AB artık eski AB olmayacak. Yeni bir şeye dönüşecek. Bu bir zaaf mıdır? Yoksa bu krizden bir fırsat çıkarabilirler mi bunu hep beraber göreceğiz. Burada ilgilenmemiz gereken şey ilk ölçekte Türkiye-AB ilişkileri konusundaki çalışmaları yürütüyoruz. İkinci ölçekte AB’nin neye dönüşeceği ve nasıl şekilleneceği. Bu Brexit sürecini bizim yakından takip etmemiz gerekiyor. Bunun birden çok aşaması var. Birincisi AB ile İngiltere arasında nasıl bir serbest ticaret anlaşmasının olacağı, İngiltere birlikten ayrıldıktan sonra bizim de İngiltere ile yapacağımız serbest ticaret anlaşmasına yol gösterici olacaktır” şeklinde konuştu.

“GENEL OLARAK NEFRET SUÇLARIYLA İLGİLİ BİR TOPLANTI YAPACAĞIZ”

Ziyaretin önemine değinen Çelik, “Genel olarak nefret suçlarıyla ilgili bir toplantı yapacağız. Burada Müslüman örgütlerden nitekim Musevi örgütlerden temsilciler olacak. İngiltere’de bu konuda çalışan çok önemli akademisyenlerle bir araya geleceğiz. Yarın zaten siz de göreceksiniz. Bunu ilk defa yapıyoruz. Bu konuda Avrupa’daki hassasiyeti arttırmak istiyoruz” dedi.

"TÜRKİYE İLE AB MÜZAKERELERİNİ KESERSENİZ SİZ AŞIRILIKLA NASIL MÜCADELE EDECEKSİNİZ"

Bakan Çelik, Türkiye’yi çok iyi tanıyan siyasetçilerin sürekli olarak Türkiye ile Avrupa Birliği müzakerelerinin kesilmesinden bahsettiğini belirterek, “Türkiye ile AB müzakerelerini keserseniz siz aşırılıkla nasıl mücadele edeceksiniz. Herhalde aşırı grupların en çok duymak istediği sözlerden bir tanesi nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan laik demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’yle Avrupa Birliği ilişkilerinin kopmasıdır. Dolayısıyla Türkiye ile müzakereleri donduralım şeklinde her cümle bu aşırı gruplara verilmiş bir destek anlamına gelir dedim” şeklinde konuştu.

“Biz sadece Türkiye olarak Avrupa Birliğinden Avrupa üyeliği talep eden bir ülke konumunda değiliz” diyen AB Bakanı Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz bir Avrupa devletiyiz ve Avrupa demokrasisiyiz. Dolayısıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrasında da Avrupa’nın geleceği hakkında söyleyeceğimiz sözler var.”

“TARTIŞMAYI BÜYÜTMEK SİGMAR’IN VİZYONUNA YAKIŞMAZ”

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye’ye silah ihracatının büyük kısmını dondurduklarını yönelik açıklamasına ilişkin Bakan Çelik, “Sigmar Gabriel, bizi çok iyi tanır. Biz de kendisini çok iyi tanırız. Aslında Sigmar’ın son zamanlarda ortaya koyduğu ifadelerin gerçekçi olmadığını en iyi kendisi bilir. Türkiye ile Almanya arasındaki tartışmayı büyütmek Sigmar’ın vizyonuna da yakışmaz, Türkiye Almanya ilişkilerine de fayda etmez. Bugün, Almanya dışişleri bakanının yapması gereken şey Türkiye ile Almanya arasında köprü kurmaya çalışmaktır. Zaten Türkiye Almanya arasında duvarlar örülsün diye uğraşan Almanya’da birçok ırkçı, faşist akım var. Halbuki Almanya dışişleri bakanı bunlarla mücadele etmeli, köprüler kurmaya çalışmalı. Türkiye ne için kullanıyor bu silahları DEAŞ’la mücadele için, PKK ile mücadele için. Bu cümlelerin dolaylı olarak gittiği yer, Türkiye’nin terörle mücadelesini zaafa uğratmaktır. Bu Türkiye’ye zarar vermez. Artık DEAŞ, PKK gibi örgütler Avrupa başkentlerinde de dolaşıyor. Bakın şu unutulmasın, bizim burada verdiğimiz etkili mücadeleyle Türkiye egemen bir devlet olarak kendi sınırlarını aynı zamanda Avrupa’nın sınırlarını koruyor. Dolayısıyla Türkiye’nin terörle mücadelesinde bir zaaf ortaya çıkarmak demek Avrupa’nın ve Almanya’nın güvenliğinde de bir zaaf ortaya çıkartmak demektir” diye konuştu.

Çelik, seçimlere giderken Sigmar Gabriel’e açıklamalarını daha dikkatli yapması gerektiğini önerdiğini, özellikle güvenlik konularını ve ekonomik konuları bu politik tartışmanın dışında tutmasının her iki taraf için de faydalı olacağını söyledi.

“SAĞDUYUSUZ YAKLAŞIMLAR ADETA BİR VİRÜS GİBİ DOLAŞIMA GİRİYOR”

“Sağduyusuz yaklaşımlar adeta bir virüs gibi dolaşıma giriyor ve birçok yerde karşımıza çıkıyor” diyen Çelik, “Biz büyük bir devletiz. Diyorum ki bunlara siz bu sağduyusuz yaklaşımlarla Avrupa Birliğini yıkacak, Avrupa Birliğini zaafa uğratacak, hatta ırkçıların iktidara gelmesine yol açacak bir takım yanlışlar yapıyorsunuz. Biz sizi bu yanlışlardan koruyacağız. Yarın bir gün oradaki ırkçıların ya da faşistlerin iktidara gelmesi bizim çıkarlarımıza da uygun bir şey değil ki. Dolayısıyla bazen öyle bir şey oluyor ki size karşı yapılan bir yanlışa cevap vermek durumundasınız. Fakat o yanlışa cevap verirken karşınızdakini de yaptığı yanlışın içine iyice mahkum etmemek, onu da o yanlıştan çıkartmak gibi bir sorununuz oluyor” dedi.

“AVRUPA BİRLİĞİNE NE OLACAK?”

Bir toplantıda ‘Türkiye dosyasını bir kenara bırakın’ dediğini ifade eden Bakan Çelik, “Bu stratejiyle sizin yaptığınız bu açıklamalarla bu Avrupa Birliğine ne olacak dedim. Çünkü şunu gördük biz matematiksel olarak bu ölçülüyor. Bakın, Türkiye düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı yapılan her yerde merkez partiler oy kaybetti. Çünkü orada orijinali varken kimse sahtesine oy vermiyor. Bakın biz bunu en iyi burada gördük. Fransa’da merkez sağ ve merkez sol çöktü. Yeni bir merkez ortaya çıktı. Peki bu şekilde haklı çıkıyoruz. Ama bu şekilde haklı çıkmak istemiyoruz. En azından onlara bu istikrarın bizim açımızdan kıymetini anlamıyorlarsa kendileri açısından kıymetini anlasınlar yönünde telkinlerde bulunmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE İLE MÜZAKERELER KESİLSİN DENMESİNDEN AVRUPA ÜLKELERİ HOŞNUT DEĞİL”

Son katıldığı zirvelerde Türkiye ile müzakereler kesilsin denmesinden Avrupa ülkelerinin hoşnut olmadığını ifade ettiğini söyleyen Çelik, “Daha çok konuşmamız gerektiğini, daha çok işbirliği yapmamız gerektiğini ifade ediyorlar. Zaten bu süre içerisinde İngiliz Dışişleri Bakanlığının, Fransız Dışişleri Bakanlığının açıklamalarını gördünüz. Beni şaşırtan Avrupa Komisyonu başkanının ifadesi oldu. ‘Türkiye dev adımlarla Avrupa’dan uzaklaşıyor’ diye. Halbuki kendisiyle bu konular konuşuldu. Ortak atmamız gereken adımlar var. Bakın, verilen sözlerin tutulmaması söz konusu olduğunda bunun altını çizdiğimizde çalışıyoruz, yapalım edelim diyorlar. Bu çift taraflı bir şey. Sonra Türkiye dev adımlarla uzaklaşıyor diyorsunuz. Ben de söylüyorum. Yakınlaşmanın yolu müzakere etmek. Gel açalım 23’üncü, 24’üncü fasılları. Nasıl yakınlaşacağımızın yollarını arayalım. Dolayısıyla, çok somut bir sonucu ön göremiyorum. Ama genel hava Türkiye ile ilişkilerin sürmesinden, ilişkilerin geliştirilmesinden yana” dedi.

(İHA)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ