ürk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girişinin 92. yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1 Kasım 1925 günü TBMM’nin İkinci Dönem Üçüncü Yasama Yılı’nı açarken, Türkiye’de yaşamı yeni baştan düzenleyecek yasaların müjdeli haberini verdiğini, “Adli Reformlar” başlığı altında hazırlanan ve 24 Aralık 1925’te TBMM’ye sunulan tasarının 17 Şubat 1926 tarihinde “Türk Medeni Kanunu” adıyla kabul edilerek 4 Ekim 1926’da da yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
Altun şunları söyledi:
“Genç Cumhuriyet’in kurulduğu 29 Ekim 1923’den sadece 2 yıl 3 ay 19 gün sonra çıkardığı yasa, TBMM’nin 1 Ocak 2002 tarihinde yaptığı değişikliğe kadar 76 yıl boyunca değişmeksizin güncelliğini korumuştur. 2002 yılında da tamamen değiştirilmekten çok, ruhu ve özü aynı kalmakla birlikte çağın gerekleri gözetilerek, yenilenmekle yetinilmiştir. Görüldüğü üzere Türk Medeni Kanunu yurttaşlarımızca o kadar benimsenmiştir ki 92 yıl dimdik ayakta kalmış ve ilelebet kalmaya da devam edecektir.”
“CUMHURİYETE İLK GÜNKÜ GİBİ SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Açıklamasında, Medeni Kanun’la birlikte özellikle kadınlara sağlanan hakları sıralayan Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, sözlerini şöyle bağladı:
“Cumhuriyet, Medeni Kanun ile kadın ve erkek arasında ekonomik ve sosyal eşitliği sağlamak, ailenin kuruluş ve işleyişini çağdaş kurallara bağlamayı hedeflemiştir. Ülkemiz açısından en büyük hukuk devrimi olan Medeni Kanun ve beraberinde getirdiği hukuk sistemi ve bu sistemin çerçevesini çizdiği toplumsal düzen bazı çevrelerce maalesef ilk günden bugüne değin özümsenemediği gibi, itibarsızlaştırmaya çalışılmıştır. Günümüzde de çok hukukluluk provaları yapılmakta, bu kapsamda müftülere resmi nikah yetkisi verilerek adeta imam nikahı teşvik edilmektedir. Gelenek ve görenek kisvesi altında çocuk yaşta evliliklerin teşvik edilmeye ve bu şekilde gerçekleşen cinsel istismar vakıaları da olağan gösterilmeye çalışılmaktadır. Kadın ve kız çocuklarının birey olarak görülmediği, kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddetin görmezden gelinerek onaylandığı bu sömürü sistemi karşısında haklarımızı yok saymak isteyen tüm sistemlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bursa Barosu olarak hak ve yaşamlarımızı borçlu olduğumuz Cumhuriyet’e ve devrimlerine ilk günkü gibi sahip çıkmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”
