Gaziantep’te yaşayan ve 3. evre bağırsak kanseri teşhisi konulan Tatlı ve Aşçı Ustası Songül Öztürk, 7-8 ay süren zorlu tedavi sürecinin ardından yeniden sağlığına kavuştu.
Songül Öztürk’e, 7 aydır devam eden makatta kanama ve ağrı şikâyetleri nedeniyle gittiği Özel Hatem Hastanesinde son bağırsak kanseri teşhisi konuldu. Tedavi sürecinde radyoterapi verildikten sonra kitlesi küçültüldü. 51 yaşındaki tatlı ve aşçı ustası, azmi ve kararlılığıyla bağırsak kanserini yenmeyi başardı. “Kendimi bırakmadığım için, moralimde düzgün”
Songül Öztürk, kanser hastalarına "güçlü, hırslı ve kararlı olmaları" tavsiyesinde bulunarak, şöyle konuştu: “Hastalık 7-8 ay önce başladı. Makatımdan kan geliyordu, şikayetlerim nedeniyle Özel Hatem Hastanesine gittim. Dr. Selçuk Arslan’a başvurdum. Kolonoskopi yapıldı ve kolon kanseri teşhisi konuldu. Hastalık beni çok etkiledi. Şuan çok iyiyim. Erken tedavi çok önemli. Bağırsak- kolon kanserinde bu hastaneyi tavsiye ederim. Özel Hatem hastanesinin çalışan sağlık görevlileri çok iyi ilgilendiler. Çok teşekkür ederim. Bu hastalıkta hırslı ve kararlı olacaksın. Çocukların olunca zaten çocukların etkilenmemesi için güçlü olmak zorunda oluyorsun. Hastanede beni örnek hasta olarak gösteriyorlardı. İşimi bırakmadım, çalıştım. Kemoterapi alıyordum ve işe gidiyordum. Kendimi bırakmadığım için, moralimde düzgün olduğu için daha iyi oluyordu. Bana destek, bu süreçte çok fazlaydı. Yeğenlerim gelip akşamları beni gezdiriyorlardı. Moral veriyorlardı ama en önemlisi benim hastalığım 3. evredeydi. Geç kalınmış bir hastalıktı. Bu süreçte en önemlisi erken teşhis. Erken olsa hastalığım daha çabuk geçerdi. Ama ben umudumu hiçbir zaman kaybetmedim” diye konuştu. “En kritik hamle erken tedavidir”
Songül Öztürk’ün tedavisini gerçekleştiren Özel Hatem Hastanesi Genel Cerrahi ve Kanser Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Selçuk Arslan, "Songül Hanım son bağırsak kanseri tanısı almıştı. Masum bir makat kanamasıyla gelmişti. Şüphelenince kolonoskopi yapılmasına karar verdik. Kolonoskopide kitle yakaladık, tanısını koyduk. Kitlesi hemen makatta olduğu için, hayat boyu kolostomi ile yani bağırsağın bir kısmının karnın dışına çıkarılarak yaşamaması için önce radyoterapisi verildi. Onkoloji konseyimizde hastayı tartıştık. Radyoterapisini aldı. Kitlesi küçüldü. Ameliyatı başarılı geçti. Makatın 1 cm üzerinden itibaren 30 cm’lik kalın bağırsağını çıkardık yeniden üst tarafla makatını ağızlaştırdık. Kolostomiye ihtiyacı kalmadı. Sağlıkla evine gidiyor inşallah. Aşçı kendisi, yeniden bize harika yemekler yapmaya devam edecek diye ümit ediyoruz. Korkmayın diyoruz. Çağrımız ortak. Türkiye’de en büyük problem yanlış bilgi ve cahillik. Bu hastalığın en büyük kaygısı ameliyat olunca daha kötü olmak, hastalığın yayılmasıdır. Bu hastalar ameliyat olmazlarsa ölürler, cümle nettir. Ameliyat olurlarsa iyileşme şansları olur. Songül Hanımı ilerleyen yıllarda tekrar tekrar paylaşırız. Sağlıkla hayatına devam edecek ama ameliyatını olmasaydı bağırsağı tıkanacaktı, yiyip içemeyecekti, dışkı yapamayacaktı. Hastalık başka organlara sıçrayacaktı ve kaybedilecekti. Burada bilime ve hekime güvenmek esastır. Birine teslim olmak zorundadır insan. Aksi halde her sorunun cevabını bulamaz. Her şeyden önce kendi profesyoneli değildir. O yüzden geç kalmasınlar. En kritik hamle erken tedavidir kanserde. Erken tanı almış kanserlerin çoğu masum hastalıklar gibi iyileşir hayatlarını sürdürürler” şeklinde konuştu.