USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Bursa

Emir Buhari’de tasavvuf sohbetleri…

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kültür A.Ş. tarafından Emir Buhari Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe konuk olan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara, 17. Yüzyılda yaşayan büyük Sufi Niyazi-i Mısri’nin dilinden tasavvufu anlattı.

Emir Buhari’de tasavvuf sohbetleri…
15-04-2016 12:33
Google News

Tasavvuf edebiyatının ilahi aşk konusunu işlediğini söyleyen Prof. Dr. Kara, konuşmasının başında Niyazi Mısri’nin “Gül müdür bülbül müdür şol zâr u efgân eyleyen? Ten midir yâ can mıdır hem arşu seyrân eyleyen?” eserini yorumladı. Mısri’nin dizelerinden hareketle İlahi aşkın bazen sesiz bir çığlık, bazen feryat-ı figan olabileceğine dikkat çeken Kara, Mevlana’nın “Âşık susarsa, Arif konuşursa helak olur” sözlerini hatırlattı. Niyazi Mısri’nin aynı şirinden “Hak ne ma’dendir biter andan maadin geh nebat. Kimdir anı gahı hayvan gahı insan eyleyen” dizelerine de atıfta bulunan Prof. Dr. Kara, “Altında yatanı düşünmeden toprağa, basıp geçiyoruz. Çiçeklere basıyoruz. Aslında ne büyük gaddarlık. Bir çiçeğe basmaya hakkımız var mı? Hiç düşünmüyoruz.” diye konuştu.

“HIZLI YAŞIYOR, KENDİMİZİ KANDIRIYORUZ”

“İçinde bulunduğumuz devranın farkında mıyız?” diye soran Prof. Dr. Kara, sözlerine şöyle devam etti: “Kâinatın içindeki devranı ne görebiliyor, ne onun üzerine düşünebiliyoruz. Çünkü vaktimiz dar. Hızlı yaşıyor, kendimizi kandırıyoruz, kendimizi aldatıyoruz. Beşikteki çocuktan beter olduk. Hiç kendimize soruyor muyuz bu hızla nereye gidiyoruz?” Konuşmasına Niyazi Mısri’nin eserlerinden alıntıları yorumlayarak devam eden Kara, ilahi aşkı anlamanın kolay olmadığını anlattı. “Âşık’ı anlamış değiliz ki Allah’a olan aşkı nasıl anlayalım” diyen Kara, ilahi aşk ile yanan büyük İslam âlimlerinin kendi sırları ile aşklarına kavuştuklarını ifade etti.
Büyük İslam âlimlerinin eserlerindeki derin manaya rağmen, ilahi aşkı anlatmakta yetersiz kaldığına dikkat çeken Prof.Dr. Kara, ‘’Mevlana’nın Mesnevisi, Yunus Emre’nin Divanı, huzur denizinde su üzerine çıkan hava kabarcıklarıdır sadece… Ariflerin eserleri onların yaşadıklarının birebir aktarımı değildir, ortada büyük bir sır vardır.’’ diye konuştu. Tasavvufta yok olmanın Allah’ı bulmak olduğunu söyleyen Prof. Dr Kara, Yunus Emre’nin “Sen çıkarsan aradan kalır seni yaradan” sözleriyle konuşmasına son verdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ