Kocaeli’de yaşayan Perihan Demirel, epilepsi hastalığının sebep olduğu konuşma bozukluğunu müzik ve oyunculuk üzerine aldığı eğitimler ile yendi. Hayata bakış açısının değiştiğini söyleyen Demirel, "Şu an ilaçlarımı kullanmıyorum. Epilepsi hastası değilim, tamamen iyileşmiş durumdayım" dedi.
26 yaşındaki Perihan Demirel’e 16 sene önce epilepsi tanısı konuldu. Tek hayali sanatla ilgilenmek olan Demirel, yaşadığı zorlu hastalık sürecinden dolayı hayalini ertelemek zorunda kaldı. Hastalıkla birlikte ataklar ve konuşma bozukluğu problemi de yaşayan Demirel, 1 buçuk yıl önce eğitim almaya başladı. "Yeşil Kasaba" isimli sanat merkezinde hem müzik hem de oyunculuk üzerine eğitimler alan Demirel, zamanla konuşma bozukluğunu yendi.
"Sanata olan sevgim hastalığımın gerilemesinde çok yardımcı oldu"
Sanata ilgi duyduğunu söyleyen Demirel, "Benim hep oyunculuk ve müzik alanında hayallerim vardı. Fakat bu hayallerimi gerçekleştiremiyordum çünkü epilepsi hastalığımdan dolayı kimse sorumluluğu almak istemiyordu. O yüzden hayalim askıda kalmıştı. Önceliğim hep eğitim olmuştu. Eğitimi tamamladıktan sonra Yeşil Kasaba’da bu hayalimi gerçekleştirme fırsatım oldu. 1 buçuk senedir buradaki hocalarım sayesinde telaffuz etmekte zorlandığım kelimeleri düzeltmeye başladım. Kendime olan öz güvenim yerle birdi. Bunları biraz daha aştım ve hala aşmaya devam ediyorum. Birçok hareketlerim ve hayata bakışım değişti. Sanata olan azmim, sevgim ve içimden gelen duygular epilepsinin olumsuz etkilerinin azalmasına çok yardımcı oldu. Mutlu olmadığın zaman epilepsi çok tetikleniyor. Fakat mutluysan beynin rahatlamış oluyor ve istemesen de epilepsi hayatından kayboluyor. Sanata olan aşktan dolayı bu tarz güzel şeyler de olabiliyor hayatta" dedi.
"Sanatla iyileşemeyecek bir ruh yoktur"
Perihan Demirel’e diksiyon ve oyunculuk eğitimlerini veren eğitmeni Mor Narpın, "Peri bize ilk geldiğinde ruh hali, beden hareketleri, mimikleri ve konuşması çok farklıydı. Daha sonra bizimle çalışmaya başladı, konuşması düzeldi. Ailesinin de kendisindeki büyük değişimin farkında olması bizi mutlu ediyor. Bir nebze faydamız olduysa ne mutlu bize. Biz, ‘Sanatla iyileşemeyecek bir ruh yoktur’ diyoruz. Normal insanların az söyleyebildiği, bazen hata yapabildiği, dilinin sürçtüğü kelimeler onun için tam bir azaptı. O, hiç söyleyemiyordu. Bunları düzelttik. En azından diğer insanlarda bunları düzeltme aralığı kısaysa Peri’de biraz daha uzundu ama imkansız diye bir şey yoktur" ifadelerini kullandı.
"Sanatın yardımıyla Peri hastalığını unuttu"
Perihan’ın konuşma bozukluğunu yendiğini ifade eden eğitmen Murat Selçuk Katıoğlu ise "Peri’nin epilepsi hastalığının yanında aslında çok güzel bir olayı var, çekik gözlü olması. Aynı zamanda Peri’nin maalesef Türkçesi yoktu. Çekik gözlülüğü ve konuşma bozukluğu Türkiye’de çok güzel bir etki gördü. Ukraynalı, Kazak, Kırgız zannedildiği oldu. Hatta biz de birçok misafirimiz sorduğunda Çinli veya Japon dedik. Böyle ufak espriler yaptık. Bu esprilerin sanatla da harmanlanmasıyla 3 ay gibi kısa bir zamanda Peri hastalığı unuttu. Beyni, hastalığı ciddi oranda ortadan yok etti. Biz hep ruhun gıdası olan müziğin, beyin komutu vererek birçok hastalıkları, sıkıntıları ve negatifleri yok edeceğine inanmamız gerektiğini tespit etmiş olduk" şeklinde konuştu.
26 yaşındaki Perihan Demirel’e 16 sene önce epilepsi tanısı konuldu. Tek hayali sanatla ilgilenmek olan Demirel, yaşadığı zorlu hastalık sürecinden dolayı hayalini ertelemek zorunda kaldı. Hastalıkla birlikte ataklar ve konuşma bozukluğu problemi de yaşayan Demirel, 1 buçuk yıl önce eğitim almaya başladı. "Yeşil Kasaba" isimli sanat merkezinde hem müzik hem de oyunculuk üzerine eğitimler alan Demirel, zamanla konuşma bozukluğunu yendi.
"Sanata olan sevgim hastalığımın gerilemesinde çok yardımcı oldu"
Sanata ilgi duyduğunu söyleyen Demirel, "Benim hep oyunculuk ve müzik alanında hayallerim vardı. Fakat bu hayallerimi gerçekleştiremiyordum çünkü epilepsi hastalığımdan dolayı kimse sorumluluğu almak istemiyordu. O yüzden hayalim askıda kalmıştı. Önceliğim hep eğitim olmuştu. Eğitimi tamamladıktan sonra Yeşil Kasaba’da bu hayalimi gerçekleştirme fırsatım oldu. 1 buçuk senedir buradaki hocalarım sayesinde telaffuz etmekte zorlandığım kelimeleri düzeltmeye başladım. Kendime olan öz güvenim yerle birdi. Bunları biraz daha aştım ve hala aşmaya devam ediyorum. Birçok hareketlerim ve hayata bakışım değişti. Sanata olan azmim, sevgim ve içimden gelen duygular epilepsinin olumsuz etkilerinin azalmasına çok yardımcı oldu. Mutlu olmadığın zaman epilepsi çok tetikleniyor. Fakat mutluysan beynin rahatlamış oluyor ve istemesen de epilepsi hayatından kayboluyor. Sanata olan aşktan dolayı bu tarz güzel şeyler de olabiliyor hayatta" dedi.
"Sanatla iyileşemeyecek bir ruh yoktur"
Perihan Demirel’e diksiyon ve oyunculuk eğitimlerini veren eğitmeni Mor Narpın, "Peri bize ilk geldiğinde ruh hali, beden hareketleri, mimikleri ve konuşması çok farklıydı. Daha sonra bizimle çalışmaya başladı, konuşması düzeldi. Ailesinin de kendisindeki büyük değişimin farkında olması bizi mutlu ediyor. Bir nebze faydamız olduysa ne mutlu bize. Biz, ‘Sanatla iyileşemeyecek bir ruh yoktur’ diyoruz. Normal insanların az söyleyebildiği, bazen hata yapabildiği, dilinin sürçtüğü kelimeler onun için tam bir azaptı. O, hiç söyleyemiyordu. Bunları düzelttik. En azından diğer insanlarda bunları düzeltme aralığı kısaysa Peri’de biraz daha uzundu ama imkansız diye bir şey yoktur" ifadelerini kullandı.
"Sanatın yardımıyla Peri hastalığını unuttu"
Perihan’ın konuşma bozukluğunu yendiğini ifade eden eğitmen Murat Selçuk Katıoğlu ise "Peri’nin epilepsi hastalığının yanında aslında çok güzel bir olayı var, çekik gözlü olması. Aynı zamanda Peri’nin maalesef Türkçesi yoktu. Çekik gözlülüğü ve konuşma bozukluğu Türkiye’de çok güzel bir etki gördü. Ukraynalı, Kazak, Kırgız zannedildiği oldu. Hatta biz de birçok misafirimiz sorduğunda Çinli veya Japon dedik. Böyle ufak espriler yaptık. Bu esprilerin sanatla da harmanlanmasıyla 3 ay gibi kısa bir zamanda Peri hastalığı unuttu. Beyni, hastalığı ciddi oranda ortadan yok etti. Biz hep ruhun gıdası olan müziğin, beyin komutu vererek birçok hastalıkları, sıkıntıları ve negatifleri yok edeceğine inanmamız gerektiğini tespit etmiş olduk" şeklinde konuştu.