Türk Anneler Derneği Erzurum Şubesi’nin girişimleri ve Atatürk Üniversitesi’nin katkılarıyla “Dünden Bugüne Kadın” paneli düzenlendi.
AK Parti Erzurum Milletvekili Av. Fatma Öncü, Hakim Pınar Demir Yılmazel, Doç. Dr. Kübra Ercoşkun Şenol ve Ayşe Kavaz’ın panalist olarak yer aldığı organizasyonun moderatörlüğünü Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Özben yaptı.
Hukuki açıdan kadın erkek eşitliği, kadına yönelik şiddetle mücadele hukukun rolüyle ilgili sunumların yapıldığı etkinlikte Panel Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Özben verdiği mesajlarla dikkatleri üzerine çekti. Sözlerine “kadının beyanı esastır” şeklinde ifade edilen hukuki prensibin sonuna kadar arkasında olduğunu ifade ederek başlayan Özben, ilgili prensibin zaman zaman bazı kadınlar tarafından suiistimal edilebildiği şeklindeki eleştirilere ise şu sözlerle karşılık verdi: “6284 sayılı kanun gereğince ve önleyici tedbirler kapsamında kadının beyanın esas alınmasının kadınlar tarafından suiistimal edilebileceğinde ısrar etmek, kadını iftiracı bir on kabulün öznesi yapmaktır. Kanunun eksiklikleri ve/veya doğurduğu kimi riskli durumları ortadan kaldırmak için kadınların hukuki kazanımlarından taviz vermeden de çözümler üretebilecek zekaya sahip olduğumuzu düşünüyorum. 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” özellikle önleyici düzenlemeleriyle güçlü ve işlevsel bir hukuki metindir. Türkiye’de bugün, kadınların tüm alanlarda baş etmek zorunda kaldıkları sorunlarla ilgili konuşulurken “eşitsizlik” kavramının mümkünse kullanılmadığını, kullanıldığı durumlarda ise vurgusunun düşürüldüğüne üzülerek tanıklık ediyorum. Ve izninizle, tüm kamuoyuna şöyle seslenmek istiyorum: ‘Evet, kadın-erkek arasında eşitsizlik vardır; korkmayın söyleyin bunu, daha yüksek sesle söyleyin”.
Eşitsizliğin en az bir ikiliğin bir tarafının mahrum bırakıldığı durumlarla ilgili olduğunu ve insanlar arası eşitsizliklerin güç farklılıkları temelinde şekillendiğini belirten Prof. Dr. Mevlüt Özben, kadının güçlenmesinin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılmasının bir insanlık ödevi olduğunun altını çizerek sözlerini tamamladı.