Growmach Fuarı çerçevesinde düzenlenen uluslararası konferans oturumlarında Uluslararası Tarım Yazarları Derneği (IFAJ) üyelerinin yer aldığı panelde “İklim Değişikliğinin Bölgelerde Kullanılan Tarım Makinası ve Ekipman Çeşitliliğine Etkisi” konusu masaya yatırıldı.
Uluslararası Tarım Yazarları Derneği (IFAJ) üyelerinin yer aldığı panelin moderatörlüğünü TAGYAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Uğural gerçekleştirirken, IFAJ Yönetim Kurulu üyesi Adrian Bell ve Romanya Tarım Yazarları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nicoleta Dragomir, tüm dünyayı etkileyen iklim değişikliğinde tarım makinelerinin kullanılması ve çiftçilerin bilinçlenmesinin önemini vurguladı. Son teknoloji makine ve ekipmanların tarım sektöründeki üreticilere hem verimlilik hem de tasarruf konusunda avantajlar sunduğunu belirten İsmail Uğural, Growmach Fuarı’nın modern tarım uygulamaları ve ekipmanları konusunda çiftçilere yol gösterdiğinin altını çizdi. İklim krizi küresel bir sorun
Dünya genelinde 60 ülkeden 5 bin IFAJ üyesi tarım yazarı ve gazetecisi olduğunu belirten IFAJ Yönetim Kurulu üyesi Adrian Bell, iklim değişikliğiyle mücadelede toplumu doğru bilgilendirmek için çalıştıklarını söyledi. Farklı kıtalarda yaşanan orman yangınları, seller ve kuraklık gibi olayların tarımdaki verimliliği düşürdüğüne dikkat çeken Bell, “İklim değişikliği artık global bir sorun haline geldi ve bu durumdan endişe duymalıyız. Birçok ülke kendi tarımını korumak için önlemler alıyor. Tarım makineleri sera gazının yüzde 10’unu oluşturuyor. Toprak üretilen bu karbonu içine hapsediyor ve ürünlerin de verimliliği azalıyor. Toprağın ve suyun önemini kavramak ve korumak için uluslararası çapta adımlar atılmalı. Toprağı daha verimli kullanmamız gerekiyor. Çünkü toprağın bu karbonu absorbe etmesinin de bir belli kapasitesi var. Zamanla bu gazlar doğaya tekrar salınıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte bu tarım makineleri konusundaki yetkinliğimiz de çoğaldı. Farklı toprak çeşitlerinde üretebildiğimiz ürün çeşitliliği de arttı. Tarım makineleri ve teknolojilerinin doğru kullanımı aslında bize birçok imkan da sağlıyor. Bu imkanların doğru kullanılmasıyla birlikte iklim değişikliğiyle mücadele etmemiz mümkün” diye konuştu. “Tarımda mekanizasyon ve teknoloji kullanımı artmalı”
Tüm dünya olarak bundan sonraki süreçte hızlı bir şekilde iklim değişikliğine uyum sağlanması gerektiğine dikkat çeken Bell, şöyle devam etti:
“Bunun için teknoloji kullanımı artmalı mekanizasyon uygulanmalı. İlaçlama, bitki koruma ürünleri gübreleme için artık akıllı makinelere ihtiyaç var. Bu konuda özellikle Asya ülkelerinde önemli çalışmalar var. Gübre ilaçlama ve tohum makinelerinin kullanımı tarımsal verimliliğin de artmasını sağlıyor. Saha tarama ve haritalandırma, sensörlerle uzaktan çalışma, otonom sistemler, istenmeyen otlarla mücadele gibi başlıklar hem çevre koruma hem de verimlilik açısından önemli. Avrupa Birliğinde 2030 yılına kadar zirai ilaçlamada yüzde 50 azaltılma söz konusu. Saha taramaları ve haritalandırma sistemleriyle tarlanın tümünü ilaçlamaya gerek yok. Belli noktalara ilaçlama yapılmasıyla bu artık mümkün. Tarımın sürdürülebilir olmasında tüm ülkelere sorumluluk düşüyor. Mekanizasyon bu işin en temel basamağı. Bu teknolojilerin kullanılması ve iklim krizi konusundaki farkındalığın artması da hayati öneme sahip.” “Ortak bir tarım stratejisi oluşturulmalı”
Romanya Tarım Yazarları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nicoleta Dragomir de Avrupa Birliği destekleri sayesinde tarımda mekanizasyon konusunda ülke olarak önemli adımlar attıklarını ifade etti. Romanya’nın hem Asya hem de Avrupa’ya yakın bir konumda olduğunu kaydeden Dragomir, şunları söyledi:
“Romanya çok önemli tarım havzalarına sahip. Genelde aile çiftçiliği yöntemiyle geleneksel tarım yapılıyor. Çünkü çiftçilerin yeni teknolojilere ulaşmak için ayıracak bütçeleri yok. Son dönemde AB destekleri sayesinde tarım mekanizasyonu konusundaki yatırımlarımız da arttı. Öte yandan son 3 yıldır ülkemizde kuraklık söz konusu. Üretim miktarımız ve verimliliğimiz de azaldı. Tarımsal sulama ve sürdürülebilirlik daha da önem kazandı. Kimyasal gübrelerin kullanımı azaltılmalı. Suyun tükenebilir bir kaynak olduğunun farkındayız. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu kullanılması gerekiyor. Geleneksel yöntemlerle bu mümkün olmuyor. Bu konuda özellikle küçük çiftçilerin bilinçlendirilmesi önemli. Bu sorun yalnızca tarım makineleri kullanmakla çözülemez. Zihniyetin değişmesi lazım. Hem teknolojinin etkin kullanılması hem çevrenin korunması hem de ürün verimliliğinin sağlanması lazım. Tarımı geliştirmek için gazeteciler olarak bilgilendirme yapıyoruz. Tüketicilere de bu konuda sorumluluk düşüyor. Yerel ürünlerin tüketilmesi gerekiyor. Yoksa yerel üreticilerin yaşamaları mümkün görünmüyor. Ülkemizde 13 milyon hektar tarım alanı bulunuyor. Bunun yüzde 40’ını büyük firmalar işletiyor. Hem aile çiftçilerini hem de büyük üreticileri kapsayan ortak bir tarım stratejisi geliştirmek gerekli.”