Başbakan Matteo Renzi, üye ülkeler bir uzlaşıya varamazsa İtalya'nın 'B Planı'nı devreye sokmak durumunda kalacağını söyledi ve "Bu plan Avrupa'nın canını yakar" dedi.
İtalyan Corriera Della Sera gazetesine konuşan Renzi, "Eğer Avrupa dayanışmayı tercih ederse sorun yok. Eğer farklı bir karar alınırsa o zaman B Planımız devreye girer, bu da Avrupa için hoş olmaz" dedi.
Renzi'nin bahsettiği B Planı'nın göçmenlere Schengen kuralları dahilinde AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı tanıyan vizelerin verilmesi olabileceği tartışılırken, BBC'nin sorularını yanıtlayan İtalyan AB Bakanı Sandro Gozzi, "Henüz o noktada değiliz. İkinci aşama olarak uluslararası deniz hukukunu tüm hükümleriyle birlikte uygulamaya koyarız" dedi.
Son iki haftadır İtalya karasuları dışında bekletilen 200 Afrikalı göçmen nedeniyle Fransa ve İtalya arasında da gerginlik oluşmuştu.
Fransa, İtalya'yı AB mülteci politikalarını ihlal etmekle suçlarken, Roma göçmenlerin İtalya'yı sadece transit ülke olarak gördüğüne vurgu yapmıştı.
AB acil tedbir istese de üye ülkeler tereddütlü
Avrupa Birliği İçişleri Bakanları'nın bugün Lüksemburg'da görüşeceği planın kapsamı ise şöyle:
-- Son 2 yıl içerisinde Suriye ve Eritre'den gelen 40 bin göçmen AB ülkelerine dağıtılacak
-- 40 bin mültecinin 24 binini İtalya, 16 binini ise Yunanistan kabul edecek.
-- Ülkelerin büyüklüğüne göre göçmen dağıtımı prensibi kapsamında Fransa ve Almanya farklı ülkelere gönderilen göçmenlerin yüzde 30'unu kabul edecek.
-- Türkiye, Ürdün ve Lübnan'daki 20 bin göçmenin AB ülkelerine kabulü için yeni bir plan hazırlanacak.
Avrupa Komisyonu insani krizlerin ve trajedilerin yaşanmaması için üye ülkelerin acil tedbirler alması gerektiği uyarısını yapıyor.
Ancak Fransa ve Almanya, mevcut planın adil olmadığını savunuyor ve üye ülkeler arasında daha eşit bir dağılım talep ediyor.
AB'nin en büyük iki ekonomisi, zaten kabul edilmiş olan mültecilerin de hazırlanacak planda göz önünde tutulmasını talep ediyor.
Göçmen planına katılmayan üç AB üyesi ise İngiltere, Danimarka ve İrlanda.
Polonya da plana karşı çıkıyor ve üye ülkelerin kaç göçmeni kabul edebileceği konusunda kendi kararlarını vermesini istiyor.
