Oldukça eskiye dayanan koç katım geleneği, Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Hel Yaylası’nda devam ediyor. Erkekler, sabahın erken saatlerinde boyadıkları koçların vücutlarına desenler çizip boyunlarına elma asıyor. Kadınlar ise gelecek yılın bereketli geçmesi amacıyla "kömbe" pişirip yayladakilere dağıtıyor. Ritüel, koçların çocuklar tarafından sürüye katılmasıyla sona eriyor. Kimi çocuklar sürüye katılan koçlara binerken, kimileri de boyunlarına asılan elmaları almak için birbirleriyle yarışıyor.
"GELENEĞİ DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Koç katımının oldukça eski bir gelenek olduğunu söyleyen Özer Gündoğdu, “Eylül aylarında koç katımı yapılır. Yaylaya geldiğimiz zaman koçları sürüden ayırırız. Koç katımı eski bir gelenektir. Katım öncesi koçlar boyanır. Şöyle bir benzetme yapalım, genç biri yeni evlendiği zaman kına sürülür ya bu da onun bir benzetmesidir. Boyunlarına elma takarız. Evde ’bıcik’ dediğimiz niyaz yapılır ve komşulara, çocuklara dağıtılır. Yıllardan bu yana devam eden bir gelenektir. Biz de elimizden geldiğince devam ettirmeye çalışıyoruz. Elmayı ipe takıp koçların boynuna asıyoruz. Ondan sonra koçları bırakıyoruz ve çocuklar onları kovalamaya başlıyor. Çocuklar da koçların boynundan elmayı söküp yiyorlar” dedi.
Koç salımı sonrası elmayı almayı başaran çocuklardan Nehir Demir, “Babamlar, koçları tutup boyunlarına elma astılar. Sürünün içine saldılar, bizler de peşlerinden koştuk. İlk elmayı kim kapacak diye birbirimizle yarışıyorduk. İlk yakalayan ben oldum. Bunun bana şans getireceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Çocuklardan İlkcan Demir de, “Biz her sene koçların peşinden koşuyoruz. Babamlar koçları boyuyor ve daha sonra koçları koyunların içine salıyor. Bizler de peşinden koşup elmayı yakalıyoruz. Bunun bize şans getireceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Koç katımı nedeniyle kömbe pişiren Sevim Gündoğdu, “Koçların niyazını yaptık. Niyazımızı komşulara, çocuklara dağıttık. Eskiden gelen bir geleneğimiz bu. Koçlar için lokma dağıtıyoruz, çünkü onlar bizim rızkımızdır” dedi.
(Ercan Topaç - Kamil Can Kılıç/İHA)