Antalya'da 15 Temmuz darbe gecesi yaşanan olaylar ve yapılan mücadaele ile ilgili bir kitap hazırlandı. Bu kitapta Vali Münir Karaloğlu darbe gecesi saat 23.00'de o zamanki Bursa Jandarma Bölge Komutanı olan Tümgeneral Seyfullah Saldık'ın kendisini özel cep telefonundan arayarak hain darbe girişimini FETÖ'cülerin yaptığı bilgisini verdiğini ve aralarında geçen diyaloğu bu kitaba yazdırdı.
Tümgeneral Seyfullah Saldık, o gece evinde iken telefon bilgisi ile sıkıyönetim emri geldiğini öğrenir öğrenmez, bunu Bursa valisine bildirmek istedi. Ancak Saldık, heyecanla, Bursa valisi yerine, birkaç hafta önce Bursa'dan Antalya'ya tayin olan eski Bursa Valisi Münir Karaloğlu'nu aradı. Karaloğlu kayıtlı olan numarayı görünce telefonu "evet paşam" diye açtı. Son derece heyecanlı olan Seyfullah Paşa, "Sayın valim, ben karargaha geçiyorum. Emin olun, kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Bu şerefsiz FETÖ'cülere karargahı teslim etmeyeceğim" dedi. Bunun üzerine Karaloğlu, uyarıda bulunup, "Paşam ben şu an Antalya valisiyim, Bursa valisi değilim" dedi. Bunun üzerine Seyfullah paşa özür dileyerek efendim o zaman size de arz etmiş olayım durum budur diyerek telefonu kapadı.
Yanlışlıkla gelen telefondan darbe girişiminin kaynağını öğrenen Antalya valisi, birkez daha Antalya Garnizon Komutanını ve MİT bölge başkanını da arayarak olayın bir darbe girişimi ve FETÖ kalkışması olduğunu belirtti. İşte Seyfullah Paşa'nın büyük bir heyecanla söylediği bu sözler üzerine Vali Karaloğlu, bu darbenin hain FETÖ'cü gruptan geldiğine ilişkin olarak ilk bilgiyi aldığını bu kitapta ifade etti.
Darbecileri vurun emri verdi
Antalya'da hazırlanan kitapta, sergilediği kahramanlık öyküsünün sadece bir kısmı ortaya çıkan Seyfullah Paşa, Antalya valisinin ardından Bursa Valisi İzzettin Küçük'ü de arayarak durumdan haberdar etti ve "Sayın Vali, ben sizin emrinizdeyim" şeklinde bildirimde bulundu. Bu sırada kendisini sözde sıkı yönetim komutanı ilan eden, şu an FETÖ'den tutuklu dönemin Jandarma Komutanı Albay Yurdakul Akkuş, karargaha ulaşmış, kendisi gibi FETÖ'cü olan askerleriyle toplantı yapmaya başlamıştı.
Evinden süratle ayrılıp nizamiyeye yetişen Saldık, makamına gitmeden nizamiyede araçtan indi. 10 kişilik JÖH ekibini nizamiyeye dizerek "Darbeci hiç kimseyi içeri almayacaksınız. Zorla girmeye çalışan olursa, vuracaksınız" diyerek "vur" emrini verdi. Tam bunlar yaşanırken, önüne dikilip emir vermeye kalkan nizamiye nöbetçi astsubayı darbeciyi de tekme tokat döverek derdest ettirdi. Silahlıkları kapattıran Seyfullah Paşa, ardından nizamiyede karşılaştığı darbeci albayı, çekip sürükleyerek, nizamiyeden dışarı attı.
Nizamiye önüne yığılan 200 kişilik grubun önüne çıkan kahraman paşa, "Benim cesedimi çiğnemeden buradan içeri giremezsin, ben emri Cumhurbaşkanı'mdan alırım. Genelkurmay Başkanı'mdan alırım. Kimse bu kanunsuz emre uymasın" diye bağırarak, darbecinin emriyle nizamiye önüne toplanan grubu dağıttı. Daha sonra darbeci albayın silahlandırdığı, erler yakalandı. Darbeci Albaya bağlı 100 kişilik bölüğün silah alması da önlendi. Karargahta umduğunu bulamayan darbeci Yurdakul Akkuş bu kezde Osmangazi Jandarma Komutanlığı'na giderek hain planlarına burada devam etmek istedi. Makamına geçtiğinde Akkuş'un darbe eylemini başlattığını farkeden Seyfullah Paşa, kriz masasından talimat verip darbeci albayın gözaltına alınması için 2 yüzbaşıyı Osmangazi Jandarma Komutanlığı'na gönderdi. Polis ekiplerine de haber veren Saldık gözaltındaki darbeci albayı polise teslim etti.
Gözaltına alınan Yurdakul Akkuş'un yanında taşıdığı çantasında ise 81 ilin sıkıyönetim listesi çıkmış, ülke çapında darbenin önlenmesine katkı sağlanmıştı. Tüm bu bilgiler de 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık beyanlarıyla gün yüzüne çıkmıştı.
İHA
