Şilili akademisyen Prof. Matias Hube, "Ülkenin olabildiğince hızla toparlanması en iyisi. Deprem sonrası mücadele etmek çok zordur. Bu nedenle, etkilenen bölgeyi iyileştirmek için toplum olarak tüm çabanızı gösterebileceğiniz konusunda en iyi görüşe sahibim. Umarım, aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz" dedi.
Şili Katolik Üniversitesi İnşaat ve Jeoteknik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Matias Hube, Türkiye’de meydana gelen depremi ve Şili’nin aldığı önlemleri İHA muhabirine değerlendirdi.
Şili’de insanların deprem tehlikesinin daha çok farkında olduğunu belirten Hube, "Yani insanlar son 100-200 yılda birkaç deprem yaşadı. Bu nedenle, son yıllarda inşaat uygulamaları değişiyor, gelişiyor ve toplum deprem tehlikesinin daha fazla farkına varıyor. Bu nedenle insanlar onlara çok dikkat ediyor, garip şeyler yapmıyorlar. İnşaat işlerini ciddi bir şekilde yapıyorlar ve yapılarda değişiklik yapmıyorlar. Bu benim hissim. İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor" diye konuştu.
Türkiye’nin hassas yapılara olduğunun altını çizen Hube, "Türkiye bu yapı sistemlerinden bazılarına sahiptir diğer ülkeler gibi. Bu sistemler ‘donatısız yığmadır’. Depreme karşı detaylandırılmamış betonarme karkaslı binalar ve özellikle dolgu duvarlı binalar çok hassastır. Depremden gördüğümüz şey, büyüklüğü 8,0 kadar olmasa da çok büyük bir deprem. Yüzeye çok yakın olduğu için yüzeyde sallanan yer çok büyüktü, aşırı büyüktü. 2010 depreminde (Şili Depremi) hocalarımızın hissettiklerinden iki üç kat daha büyük diyebilirim. Yani çok aşırı büyük" şeklinde konuştu.
"Her depremden sonra bina yönetmeliğini değiştiriyoruz"
Hube, Şili’nin büyük depremlere karşı nasıl önlem aldığı sorusuna ilişkin, "Şili’de her depremde bina yönetmeliğinde değişiklikler oluyor. Türkiye’nin büyük bir mühendislik ve araştırma topluluğu var ve deprem gerekliliklerini değiştirmek için biraz zorlamaları gerekiyor. Anladığım kadarıyla bu deprem bilim insanlarının tahmin ettiğinden daha büyüktü. Şili’deki depremleri izlemek için hükümetten gelen parayı harcamak için fon var. Çok fazla finansman yok. Aynı zamanda yeni inşaatı kanıtlamak için araştırma yapıyoruz. Ayrıca tasarımları değiştirmek için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bina yapımına farklı bir şekilde karar verilirse insanların bu şekilde öldürülmesinin önlenebileceğinin altın çizen Hube, "Türkiye artık depremlerde yıkılmayan binalar tasarlayabilir. Biraz daha fazla para harcamalısınız" ifadelerine yer verdi.
"Umarım aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz"
Şu anda yapılabilecek en iyi şeyin binaları analiz etmek olduğunu bildiren Hube, "Hangi binaların kullanılabileceğini, hangilerinin kullanılamayacağını ve ardından hangi binanın yıkılması gerektiğini öğrenmek önemli. Hangi binalar rehabilite edilmelidir? Yani bu ilk adımdır ve ardından mümkün olan en hızlı şekilde iyileşmek için inşaata başlayın. İlk defa gördüğüm en büyük rekor Kahramanmaraş’ta. Hayatımda daha önce hiç görmediğim kadar büyük bir rekordu. Ülkenin olabildiğince hızla toparlanması en iyisi. Deprem sonrası mücadele etmek çok zordur. Bu nedenle, etkilenen bölgeyi iyileştirmek için toplum olarak tüm çabanızı gösterebileceğiniz konusunda en iyi görüşe sahibim. Umarım, aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz" açıklamalarında bulundu.