Yaşam

Hugo'da küfür olayıyla ilgili 8 teori

Hugo ve Tolga Abi’ye canlı yayında küfredildi mi? Cevap 'evet' ise, nerede bu çocuk? Günlerdir sosyal medyanın gündeminin zirvesinde yer alan bu tartışma ile kullanıcılar pek eğleniyor. Bu eğlenceden komplo teorileri bile türedi. Üç gündür telefonlarını açmayan 'Tolga Abi'nin küfürbaz çocuğu bulup "ortadan kaldırdığı" iddiası bile var!

Hugo'da küfür olayıyla ilgili 8 teori
22-01-2016 18:53

Türkiye’de modern zamanların en büyük şehir efsanelerinden biri canlı yayında Hugo’ya küfreden çocuk… Herkesin yemin billah bir arkadaşı, bir kuzeni, bir tanıdığı var olaya şahit olan. Ancak renkli televizyonun ilk yıllarından kalma unutulmuş reklam filmlerinin bile cirit attığı internette, o anın videosu yok, bulunamıyor. Öte yandan Hugo’nun sunucusu Tolga Gariboğlu, canlı yayınlara çıkıp, “Olmadı öyle bir olay” diye kestirip atıyor. Ama herkes bir şekilde böyle bir şey yaşandığını hatırlıyor(!) dolayısıyla efsane de büyüdükçe büyüyor.

Özellikle hafta başından beri Ekşi Sözlük yazarlarının ve oradan sıçrayarak sosyal medyanın gündemi oldu bu iş. Herkes tartışmanın bir kenarından tutmuş, inandığını kanının son damlasına kadar savunmakta. Gazetelerin internet arşivleri bitti, kağıt arşivlerine geçildi. 1993’ün gazeteleri, televizyon sayfaları taranıyor.

Çeşitli tanıklıklar dökülüyor ortaya. Biri diyor ki çocuğun adı Vehbi’ydi, olay yeri Adana. Bir başkası failin adının ‘Ramazan Akarsu’ olduğundan emin. O zamanlar Kanal 6’da çalışan birileriyle bugün birlikte çalıştığını söyleyen de var o çocuğun ta kendisi olduğunu iddia eden de… Her şeyin bir uydurma olduğunu savunan da var, bunun tatlı çocukluk anılarını canlandıran masum bir geyik olduğunu savunan da…

Sosyal alem Lost dizisinin finalinden beri böyle mantıklı(!) teori üretimi, böyle yaratıcı(!) açıklamalar görmedi arkadaşlar! Başlıyoruz:

1) Olay gerçekten yaşandı. Kayıtları da vardı. Ama 1993’ün teknolojisiyle dijital ortama aktarılamadı. Kanal 6’nın ekranlardan silinmesi ve el değiştirmesiyle kayıtlar da tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. Belki bir depoda, belki bir sahafta duruyorlar. Belki de çoktan kasetlerle birlikte yanıp kül oldular. (Olamaz mı? En köklü arşivlerin bile korunamadığı ülkemizde, hem de nasıl olabilir.)

2) Olay gerçekten yaşandı. Kayıtları da vardı. Ama Tolga Gariboğlu canlı yayında öyle bir küfre muhatap kalmayı gururuna yediremediği için tüm kayıtları sildirdi. Sonradan televizyon programlarına çıkıp olayı inkar ederek tarihi yeniden yazdı. Artık aksini söylemek nafile, kanıt yok ki ortada… (Siz Orwell 1984'ü okumadınız mı? Tarih kitapları bile değişebilir. Hem daha evvel ünlü bir şarkıcının eşi, hanımefendinin hoş olmayan anlarının olduğu görüntüleri internetten bu şekil sildirmemiş miydi?)

3) Olay gerçekten yaşandı. Kayıtları da vardı. Ama Tolga Gariboğlu canlı yayında öyle bir küfre muhatap kalmayı gururuna yediremediği için tüm kayıtları sildirdi. Küfreden çocuğu da türlü hilelerle ortadan kaldırdı ve cesedini sadece kendisinin bildiği bir yere gömdü. (Oldu canım! Üniversite bahçesine göbek bağı gömer gibi mi gömmüş? Belki de hafızasını sildirip estetik ameliyat yaptırmıştır? Tanık koruma programına da aldırmış mıdır? Jason Bourne diyorum, alo!)

4) Olay aslında yaşanmadı. Bu bir optogenetik deney. Kim bilir hangi dış mihrak, Türkiye’deki 80’ler neslini bu deneyin kobayı olarak kullandı. Gerçekte yaşanmamış bu olayın anısı bir neslin hafızalarına televizyon ekranlarından yayılan bilmemneötesi ışınlar kullanılarak yerleştirildi. Hatta her şey Çernobil’le başlamıştı. Radyoaktif serpintiyi çayla, fındıkla özümseyen yurdum evlatlarının beyinleri her türlü müdahaleye açık hale geldi. Sonrası olaylar olaylar… (Kabul edin bir an sizin de aklınıza yattı. Hem koskoca Hollywood ‘Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ı, ‘Inception’ı filan çektiyse vardır bir anlamı. “What is Matrix ulan?”)

5) Olay aslında yaşanmadı. Bu psikiyatride “paylaşılmış psikotik bozukluk” (folie à deux) olarak adlandırılan vakanın kitaplara geçecek bir versiyonu. Bir kişinin halüsinasyonu kitle iletişim araçları üzerinde dillendirildikçe toplumun belli bir kesimine yayıldı. Anlatı detaylandırıldıkça daha gerçeğe yakın, daha inanılır hale geldi. (ABD’de bir Roswell Olayı vardı, UFO’lar vs. O da mı bundandı acaba? Hmm? Bu tam Mulder ve Scully’e göre bir iş!)

6) Olay aslında yaşanmadı. Bu bir Ekşi Sözlük virali. Zaten olayın kayda geçirildiği ilk mecra da Ekşi Sözlük. Arada sitenin trafiği düşünce, popülerliği gerileyince yönetimden bir yazar tartışmayı körükleyip gündemi hareketlendiriyor. Sonra gelsin şamata, gelsin tantana, gelsin medya! (Bu yazının yazıldığı an itibarıyla ilgili başlıkta 932 entry var. Böyle virali dijital iletişim bölümlerinde ders olarak filan okutmak lazım kardeş!)

7) Olay aslında yaşanmadı. Bu bir Tolga Gariboğlu virali. Tolga Bey, çeşitli sebeplerle zaman zaman tartışmayı alevlendirerek kendini bir dönemin çocuklarına hatırlatıyor. Yakın zamanda televizyonlarda yeni bir programa başlayacak, bu seferki eylemin sebebi de bu. (Tolga Gariboğlu’na hem bu komplo teorisini soralım hem de olayın neden bu kadar büyüdüğü konusunda fikrini alalım istedik. Ama 3 gündür telefonuna ulaşamıyor. Yakınları da yurtdışında olduğunu söylüyor. Yoksa?!?)

8) Olayın yaşanması ya da yaşanmaması kimin umurunda? Mühim olan eğlenmek, her şeyi ciddiye almak zorunda mıyız? Biz daralmış ruhlarımızı bu şekilde bir nebze olsun rahatlatmaya çalışıyoruz. Çocukluğumuzu anmanın nesi kötü. Hem hatırladığımız her şeyi gerçekten hatırlıyor muyuz? Çocukluğumuza dair anıların büyük bir kısmı başkalarının bize anlattıkları üzerinden kurduğumuz ve gerçek olduğuna inandığımız şeyler değil mi? (Ne kadar da doğru söylediniz… Size mutlu günler, iyi eğlenceler dileriz.)

Not: Buradaki teorilerin tamamı sosyal medyada ve Ekşi Sözlük’te yazılanların derlenmesi ve süslenmesiyle oluşturulmuştur. 8’inci maddede de dediğimiz üzere, iyi eğlenceler dileriz!

 HÜRRİYET

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER