Türk edebiyatının önemli isimlerinden, Beyaz Martı Onur Ödülü’nün sahibi İnci Aral, Dünya Öykü Günü’nde, Küçükçekmeceli edebiyatseverlerle buluştu.
Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği söyleşiye katılan İnci Aral, Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde sevenleriyle bir araya geldi. Küçükçekmecelilerin büyük ilgi gösterdiği söyleşide, öykü ve roman hakkında konuşan Aral, kendi öykü yazma hikayesini ve katılımcılarla paylaştı.
“Yaşadığım travmayı yazarak aştım”
43 yıldır yazdığını belirten İnci Aral, “Zor bir çocukluk geçirdim. Kendimi yazarak iyileştirdim. Babam gözlerimin önünde kendini asmaya kalktı. Onu ben engelledim. Bu benim ikiye bölünmeme, büyük bir travma yaşamama sebep oldu. Bunu yazarak aştım. Ne zaman yazdım o zaman tamamlandım. Ben hep baktım. Bir çocuğa, topluma, yakınlarıma. Yazmanın bir getirisi de bakmaktır. Ama görerek bakmak gerekli. Ben baktım ve görmeye çalıştım. Görmek için de bir bakış açınızın olması gerekiyor” dedi.
“18 yaşımda tüm dünya klasiklerini okudum”
18 yaşında dünya klasiklerini okuyup bitirdiğini ifade eden İnci Aral, “Çok okuduğunuzda öykü sizden dışarı taşar. Yazarlık sadece masa başında yapılan bir şey değildir. Araştırmak da gerekir. Hayal gücüne de ihtiyacınız var. Bakarak gördüğünüz bir şeyi eğer unutamıyorsanız, onu yazmalısınız. O öykü olmak istiyordur. Bir gün vapurda küçük bir çocuk gördüm. Elleri kocamandı ve kararmıştı. Bu görüntü hiç aklımdan çıkmadı. Ancak onu yazdım ve aklımdan çıkarabildim” diye konuştu.
“Beni okuyanlar araştırıp sorgulasınlar”
Aral okuyuculara, “Muhalif bir kişiliğe sahibim. Kendime ait bir duruşum var. Bana doğru ya da iyi denen bir şeye inanmam. Kendim araştırırım. Beni okuyanlar da düşünüp sorgulasınlar. Kendileri araştırsınlar. Eğer okursanız kendi beyninizde sorular uyanıyor. Ben her zaman çok okuyan biriydim. 18 yaşında dünya klasiklerini bitirdim. Çok okuyunca sonrası doğal olarak yazmak oluyor” diyerek seslendi.
Aral, program sonunda sevenleri için kitaplarını imzaladı.
