Enflasyonun ve peş peşe gelen zamlar ücretli çalışan yurttaşların belini büktü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs ayında yıllık enflasyonu yüzde 73,50 olarak açıklarken bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından açıklanan rakam ise yüzde 160,76 oldu. Ekonomik göstergeleer yurttaşın aleyhine işlerken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, durdurulamayan enflasyon nedeniyle asgari ücrete yapılan zammı açıkladı.
Erdoğan; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Burak Akkol ve Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ın da bulunduğu masada yeni kararı açıklıyor. Alınan karara göre işverenler için asgari ücrette vergi indirimi sürecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı yeni asgari ücret net 5 bin 500 lira oldu.
Erdoğan'ın açıklamasının satır başları şöyle oldu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Aziz milletim, asgari ücret tespit komisyonumuzun kıymetli üyeleri, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum.
Türkiye bir süredir maruz kaldığı ekonomik tuzaklara karşı kendi geliştirdiği programı uygulamaktadır. Bu programı başarıyla yürütürken koronavirüs salgını, Rusya Ukrayna savaşının bozduğu küresel keonomik dengeler sebebiyle yeni bir durumla karşı karşıya geldik.
Bizim gerçeklerimiz ve alışkanlıklarımız sebebiyle ülkemizde enflasyon rakamları farklı tezahür etmektedir. Fiyat artışlarının oranları değişiklik olsa da ekonomik işleyişe etkisi aynıdır. Asıl dikkatimiz ve önceliğimizi kendi vatandaşlarımızın sorunlarına verdik.
Önceliğimiz insanlarımızın işlerinin, huzurlarının korunması ve geliştirilmesi olmuştur. Bunu da bir yandan ülkemizi terör örgütlerinin tasarrufundan kurtararak diğer yandan da yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme esasıyla yapıyoruz. Hamd olsun terörle mücadelede iyi bir seviyeye geldik."
Salgın döneminde bu yaklaşımın faydalarını kendimizi dünyada pozitif yönde ayrıştırarak gördük. Küresel üretim ve tedarik zincirlerinin çöktüğü bir dönemde Türkiye kendi ihtiyacını karşılayan ihracatıyla elindeki imkanları herkesle paylaşan bir ülke olarak öne çıkmıştır.
Tüm bunları yaparken vatandaşlarımızın günlük hayatlarında fahiş fiyat artışları ve enflasyonu asla görmezden gelmedik. Çalışanlarımız başta olmak üzere her bir insanımızın refah kaybını telafi edecek tedbiri devreye aldık. Her alanda üretimi destekleyerek çarkların durmasına müsaade etmedik.
İstihdamın 30.5 milyona yaklaşması ihracatın 250 milyar dolar eşiğine gelmesi çabalarımızın ürünüdür. Sosyal destek programlarımızın kapsamını genişleterek hiç kimseyi yalnız çaresiz bırakmadık.
Tüm dezavantajlı kesimin üzerinde titriyor hepsine gözümüz gibi bakıyoruz. Bir diğer tedbirimiz çalışanlarımızı hayat pahalılığı karşısında daha güçlü desteklemektedir. Yıl başında hem asgari ücret, hem memur hem de emekli maaşlarında ciddi artış yaptık.
Asgari ücreti yükseltirken yapılan artışın yükünü işveren üstüne yıkmadık. Devlet olarak ciddi fedakarlıkta bulunarak asgari ücret yanında tüm maaşların asgari ücret kadar kısmından alınan vergiden vazgeçtik."
